Patronların sömürü düzeni her ay yüzden fazla işçi kardeşimizin canını almaya devam ediyor. 2014’te işçi katliamları daha da arttı ve her ay neredeyse 150 işçi kâr düzeninin kurbanı olmaya başladı. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin açıkladığı iş cinayetleri raporuna göre, geçtiğimiz Ağustos ayında en az 158 işçi iş cinayeti kurban gitti. Böylece daha şimdiden 2014 yılının ilk 8 ayında iş cinayetlerinde ölen işçilerin sayısı 1270’e ulaşmış oldu.
İSİG yayınladığı raporda iş cinayeti kurbanı işçilerin önemli bir bölümünün taşeron, yevmiyeli ve hatta sigortasız olduğuna dikkat çekti. İnşaat iş kolunda Ağustos ayı içinde hayatını kaybeden 40 işçinin tamamı taşeron ve gündelikçi olarak çalışıyor.
Raporda iş cinayetlerinin en çok trafik-servis kazası şeklinde meydana geldiğine dikkat çekiliyor. Buna göre trafik-servis kazalarında 48 işçi; ezilme, göçük nedeniyle 27 işçi; elektrik çarpması nedeniyle 26 işçi; düşme nedeniyle 22 işçi hayatını kaybetti.
Düşme nedeniyle hayatını kaybeden 22 işçinin 18’inin inşaat işçisi olduğuna ve elektrik çarpması nedeniyle gerçekleşen iş cinayetlerinin arttığına dikkat çekildi.
Çeşitli işyerlerinde, 3. köprü inşaatı ve kentsel dönüşüm gibi büyük projelerde de iş cinayetlerinin sıklıkla meydana geldiği ifade edildi.
İş cinayeti kurbanlarının 11’i kadın, 10’u çocuk ve 10’u göçmen işçiydi. İş cinayetlerinin kentlere göre dağılımında İstanbul yine birinci sırada. İstanbul’u 9 iş cinayetiyle Adana, 8 iş cinayetiyle Kocaeli, 7 iş cinayetiyle İzmir izliyor. İş kollarına göre dağılımda ise Tarım-Orman işkolu ile İnşaat-Yol işkolu 40’ar iş cinayetiyle birinci sırada. 13 işçi taşımacılık, 9 işçi enerji, 9 işçi belediye ve genel işler, 6 işçi deri-tekstil, 6 işçi ticaret, büro eğitim, sinema işkolunda gerçekleşen iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirdiler.
Daha fazla kâr elde etme hırsıyla çalışma yoğunluğunu arttıran, üretim giderlerini düşürmek için iş güvenliği önlemlerini almayan sermaye sınıfı, işçileri kendi çıkarları için kurban etmeye devam ediyor. Patronlar sınıfının dediğini ikiletmeyen, yasaları sermayenin işlerini kolaylaştıracak şekilde düzenleyen ve uygulayan AKP hükümeti ise cinayeti izleyerek katliama ortak oluyor.