AKP hükümetinin yönetimindeki bürokrasi muhalif sendikacılar üzerindeki baskısını sürdürüyor. AKP’nin uygulamaya geçirmek istediği politikalar karşısında sesini yükselten muhalif, özellikle KESK’li sendikacılar her zaman olduğu gibi sürgünler yoluyla sindirilmeye çalışılıyor.
Bu baskıcı uygulamalardan birisi de İzmir’de gerçekleşti. 19 Eylül 2013 tarihinde İzmir Eğitim-Sen 6 No’lu Şube üyeleri, Narlıdere Oğuzhan İlköğretim Okulu’nun dördüncü bina kısmının İmam Hatip Okulu’na dönüştürülmesine tepki göstermiş ve buna yönelik bir basın açıklaması düzenlemişlerdi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü, basın açıklaması hakkında “eksik bilgi” verildiği gerekçesi ile Eğitim-Sen İzmir 6 No’lu Şube’nin eski dönem yöneticilerinden Cuma Karakoç ve Duran Sınacı hakkında “hizmet gereği ve soruşturma ataması” yönünde bir kovuşturma başlatmıştı. Bunun sonucunda Cuma Karakoç yaşadığı bölgeden yaklaşık 130 km uzaklıktaki Beydağ ilçesine, Duran Sınacı ise yaklaşık 52 km uzaklıktaki Bayraklı ilçesine sürgün edilmişti.
Yapılan haksızlığı protesto etmek amacıyla 2 Eylül 2014’te Narlıdere İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde sendika üyeleri ve duyarlı halkın katılımıyla bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklamasını okuyan İzmir Eğitim-Sen 6 No’lu Şube Başkanı İdil Uğurlu şunları söyledi: “KESK’e bağlı sendikaların üye ve yöneticilerine karşı uygulanan sürgün ve cezaların son dönemde artmış olması bize göre rastlantı değildir. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde ülkenin dört bir yanında emek ve demokrasi güçlerine karşı gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklamalar ile hukuksuz bir şekilde idari kararlarla gerçekleştirilen sürgün ve cezalandırmaların nedeni bize göre aynıdır. AKP, her konuda olduğu gibi, demokrasi ve özgürlükler konusunda da sadece kendine demokrat, kendine özgürlükçüdür. 4688 sayılı kanunun 19. maddesine göre sendikal hakların kapsamı sınırlandırılamaz. Ayrıca ILO sözleşmeleri uyarınca sendika yöneticisi sıfatıyla yapılan açıklamalardan dolayı ceza teklif edilmesi veya yer değişikliği önerilmesi, mevzuat hükümlerine aykırıdır. Buradan AKP hükümetine, Milli Eğitim Bakanlığı’na ve siyasi iktidarı temsil eden diğer yetkililere sesleniyoruz. Bizler, bugüne kadar olduğu gibi örgütlü mücadelemizle bu kuşatmayı kırmaya kararlıyız. Ve sürecin takipçisi olacağız.”