
Ortadoğu’da, egemenlerin kanlı paylaşım savaşı sürüyor. Bu savaşta işçi-emekçilerin payına yine acı ve gözyaşı düşüyor. Her gün yüzlerce insan, kadın çocuk demeden öldürülüyor. Binlerce insan hayatta kalabilmek için evini, yaşadığı toprakları terk edip başka ülkelere sığınmak zorunda bırakılıyor. Savaşın sorumlusu patronlar sınıfı ve onların hükümetleri olmasına karşın bu savaşta yoksullukla, açlıkla, ölümlerle yüz yüze gelen yoksul emekçilerdir. Bu kirli savaşa bir dur diyebilmek için UİD-DER’li işçiler olarak bulunduğumuz bölgelerde stantlar açıyor, bildiriler dağıtıyoruz.
Esenyurt ve Sefaköy’de stantlar açarak yüzlerce işçiye ulaştık. Türkiye’nin yanı başında yaşanan bu vahşete işçiler olarak göz yummamamız gerektiğini dile getirdik. Suriyeli işçilere yapılan saldırıların haklı olmadığını, onların yaşadığı sıkıntıları ve mağduriyetlerini görmezden gelemeyeceğimizi anlattık. Pek çok kadın ve erkek işçi bizim söylediklerimize katıldıklarını, savaşın çok acı bir durum olduğunu dile getirdi. Bir işçi ağabeyimiz uzattığımız bildiriyi okuduktan sonra: “Ben hiç bu açılardan bakmamıştım. Bu yazılardan öğreneceğimiz çok şey varmış” diyerek bize teşekkür etti.
Patronların medyası yaşanan gerçekleri örtbas etmeye ve yürüyen bu kirli savaşı kanıksatmaya çalışıyor. Türkiye’deki işçiler ve emekçiler “savaş bizden çok uzakta” diye düşünüyorlar ama aslında savaş yanı başımızda. Bunun farkına varıp işçiler olarak birleşmediğimiz, savaşa karşı mücadele etmediğimiz müddetçe bu savaş bir gün bizim ocağımıza da ateş düşürecek. Bu nedenle işçiler olarak gasp edilen tüm haklarımız ve en önemlisi yaşama hakkımız için birleşmeli, patronların savaşına karşı savaş vermeliyiz.