
Biz işçiler fabrikalarımızda hep aynı sorunları yaşıyoruz. Bunlardan en önemlisi de yemektir. Patronlar işçilerin boğazından kıstıkça kısıyorlar. Yemeklerin ücreti çok düşük, bizim fabrikaya gelen yemeğin ücreti de çok düşük. Her öğlen yemeğe çıktığımızda “bari bugün güzel yemek gelsin” diyerek yemekhaneye gidiyoruz. Yemeği görünce “tamam” diyoruz “bugün de yemek yemeden kalkacağız masadan.” Tarihi geçmiş küflü ekmekleri bizlere veriyorlar. Ne yemek yiyebiliyoruz ne de ekmek, her şeyi olduğu gibi çöpe atıyoruz. 10 saat boyunca aç karnına çalışmaya devam ediyoruz.
Geçenlerde arkadaşlarla oturup konuştuktuk: “Bu böyle olmuyor. Herkes şikâyetini tek tek söylüyor. Gelin toplanalım insan kaynaklarını çağırıp derdimizi anlatalım” dedik. Öğlen diğer bölümlerdeki arkadaşları da çağırdık. İnsan kaynakları yanımıza geldi. Yemeklerden ve ekmeklerden şikâyetçi olduğumuzu söyledik. “Biz yemekleri yiyemiyoruz. Ekmek bayat ve küflü geliyor, midelerimizde arıza oluştu, sizden çok bir şey istemiyoruz öğlen insan gibi yemek yemek istiyoruz. Akşama kadar aç çalışıyoruz, bizim işimiz ağır, yemek de yiyemediğimizde çalışmaya halimiz kalmıyor” dedik. Başka bir arkadaşımız da “eğer bu meseleyi çözmeseniz biz topluca patrona çıkıp söyleyeceğiz” dedi. Herkes konuşup bir şeyler söyleyince insan kaynakları sorumlusu kızardı bozardı. “Tamam, arkadaşlar bu yemek işini halledeceğim” dedi. Ertesi gün oldu ekmekler gene bayat geldi. Yemekler gene yenmeyecek durumda. Bu duruma kızan bir arkadaşımız patrona yemekleri ve ekmekleri söylemiş. İşçilerin toplu tepkisinden çekinen ve bu tepkiyi yatıştırmak isteyen patron hemen insan kaynakları sorumlusunu yanına çağırıp “bu yemek ve ekmek sorununu derhal çözüyorsun” demiş.
O gün ekmekler tazecik geldi ve yemeklerin de değişeceği üzerine patron tarafından söz verildi. İşçi arkadaşlar “oh be adam gibi ekmek yedik, sıra yemeklerde” dediler. İşçiler olarak gördük ki demek ki biz toplu halde tepkimizi gösterince sorunlarımızı çözüyoruz. Kendimize güvenimiz geliyor.