
Amaç kâr olunca kapitalistler için bunun nasıl sağlanacağı çok önemli değil. Dünya üzerinde emperyalistlerin iç savaş bölgelerine çevirdikleri, oluk oluk kan akmasına neden oldukları bölgelere silahların yanı sıra işkence aletleri de ihraç ediliyor. İşkence aletleri ihracatında başı çeken Çin, bundan yüz milyonlarca dolar kazanıyor.
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) ile Omega Araştırma Vakfı’nın birlikte gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçlarının yayınlandığı raporda, Çin’de işkence aletleri üretip ihraç eden şirket sayısının 10 yıl içinde 28’den 130’un üzerine yükseldiği bildiriliyor. Elektrik şoklu cop, çivili cop, el ayak ve boyun prangaları gibi işkence aletleri, Asya ve Afrika’da çatışmaların devam ettiği, insan hakları ihlallerinin en çok yaşandığı ülkelerin taraflarına satılıyor. Çivili cop sadece Çin tarafından üretiliyor.
Çinli hükümet yetkilileri işkence aletleri ihracatını yaptıklarını resmi olarak kabul etmiyorlar. Uluslararası Af Örgütü’nün açıklamasına göre bu firmalardan biri olan China Xining Import/Export Corporation, 2012’de 40’tan fazla Afrika ülkesine işkence aletlerinin tanıtımını yapmış. Konu hakkında soru sorulan Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, uluslararası örgütlerin Çin hakkında önyargılı olduklarını ve yayınlanan raporun doğruluğundan şüphe duyduğunu söyledi.
Afrika ülkeleri Gana, Senegal, Mısır ve Madagaskar’la ilgili yayınlanan haber fotoğraflarında polisin Çin işi elektrik şoklu cop kullandığının görüldüğünü belirtiyor.
Çin’in, işkence yöntemleri konusundaki sicilinin “Çin işkencesi” adı altında oldukça eski bir tarihi olduğu biliniyor. Geçtiğimiz yıla kadar işkence, sanıklardan itiraf almak için kullanılan başlıca yöntemdi. Çin’de sanıktan işkenceyle alınan (ya da zorla söylettirilen) itirafların mahkemelerde esas kanıt olarak alınması uygulaması, Türkiye’de de uzun süre gayrı resmi olarak uygulandı.
Çin’de sanıklardan itiraf alabilmek için işkence uygulaması Kasım 2013’te yasaklandı. “Dondurma, aç bırakma, aşırı sıcak, ateşle damgalama ve aşırı derecede yorma” gibi işkence yöntemleriyle sanıklar itirafa zorlanıyordu. Çin Yüksek Mahkemesi’nin aldığı yasak kararının ardından işkenceyle alınan itirafların mahkemede kanıt olarak dikkate alınmayacağı ifade ediliyor. Geçtiğimiz yıl “çalışma kamplarıyla yeniden eğitim” uygulamasına da son verildi. 1950’lerde başlayan uygulama, polise herhangi birini herhangi bir kanıta dayanmaksızın 4 yıla kadar hapiste alıkoyma yetkisi tanıyordu. Üstelik mağdurun cezaya itirazları da çoğunlukla dikkate alınmıyordu.
İşkence yöntemleri konusundaki tarihi deneyimlerini kâra çevirme derdinde olan Çin sermayesi, işkence aletleri üretip ihraç ediyor. Karl Marx’ın sözüyle kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı kesiyor, odunundan ürettiği işkence aletlerini de satıyor.