
Merhaba işçi kardeşlerim!
Ben UİD-DER’le yeni tanışan, İşçi Dayanışması bültenini yeni okumaya başlayan bir matbaa işçisiyim. Sizinle duygularımı ve düşüncelerimi paylaşarak ben de bu güzelliğin bir parçası olmak istedim. İşçi Dayanışması bülteninde kendimi buldum. Tüm yazılar, haberler doğruydu. Özellikle “Sağlıklı Yaşam Masalları” yazısını okuduğumda çok doğru dedim. Ben de asgari ücretle çalışan bir işçiyim ve bizleri bu düşük ücrete mahkûm ettikleri için geçim sıkıntısı içinde en temel ihtiyaçların dışında etin ve birçok şeyin tadını unuttuk. Bu yüzden iyi beslenemiyoruz. İşyerinde bize verilen yemekler pilav, makarna, patates gibi karbonhidrat yüklü yemekler oluyor. Çoğu zaman bu yemekleri yiyemiyoruz, aç kalıyoruz. Gerçeklerin üstü masallarla örtülüyor.
Yazıda denildiği gibi sağlıklı beslenmek hakkımız ama sadece fiziksel olarak değil sınıf bilinciyle de beslenmemiz gerektiğini anladım. İşçi Dayanışması bülteninin her sayısını elime aldığımda daha da şaşırıyorum. Çünkü muhakkak içindeki bir yazı beni çok etkiliyor, o kadar beni anlatıyor ki, beni tanıyan UİD-DER’li arkadaşıma soruyorum, “yoksa bunu sen mi yazdın?” diye. Meselâ fazla çalışma ve bozulan işçi psikolojisi yazısı tam da beni anlatıyor. Uzun süre işsizliğin getirdiği bunalımı yaşadım. İşe girdim, bir iş buldum diye sevinirken kendimi zaman içerisinde başka bir bunalımın içinde buldum. Düzensiz, plansız bir çalışma yürüten patronumuz önümüze koyduğu her iş için acil diyerek bizleri yoğun ve yorucu bir çalışmaya zorluyor. Üç işçinin yapacağı işi bir işçinin üstüne yıkıyor. Yeni eleman almak yerine bizleri çok çalıştırdığı yetmiyormuş gibi bir de fazla mesailere bırakıyor. Son günlerde de “sabahlara kadar çalışabiliriz, işimiz artacak” demeye başladı. Her gün bu yorgunluğun getirdiği stres yüzünden sinirlerim ve psikolojim bozuldu. Hırçın, öfkeli, her şeyden çabuk sıkılan, bunalan, dinlenemeyen, uykusunu alamayan biri oldum. Sosyal yaşamımı bile sürdüremiyorum. Ne zaman bir arkadaşımla görüşmek için plan yapsam hemen mesai var diyorlar. Hayatımız, planlarımız, hayallerimiz patronların iki dudağı arasında, her şeyi belirleyen onlar oluyor.
Bu patronların düzeninin bize dayattığı koşullarda yaşamak gerçekten çok zor! Ben genç bir işçi olarak daha güzel, huzurlu, mutlu bir gelecek istiyorum. UİD-DER ve İşçi Dayanışması bülteni bu gelecek hayalimde bana ışık oldular. İşçi Dayanışması bültenini her işçinin okuması gerektiğini, güzel bir geleceğe kavuşabilmemizin yolunun işçi kardeşlerimle birlik ve dayanışma içinde olmaktan geçtiğini öğrendim.
Yaşasın İşçilerin Birliği!