Rio Tinto işçilerinin dünya çapında grev ve protestoları
Endonezya’da, büyük maden tekelleri Freeport McMoRan ve Rio Tinto’ya ait Grasberg Madeni’nde 27 Eylülde 4 madenci iş cinayetine kurban gitti ve çok sayıda işçi ise yaralandı. Dünyanın en büyük altın madeni ve üçüncü büyük bakır madeni olan Grasberg Madeni’nde defalarca iş kazaları gerçekleşmişti. Yaklaşık 2 yıl önce yine 28 maden işçisi iş katliamında hayatını kaybetmişti.
Grasberg Madeni’nde işçilerin büyük kısmını temsil eden, IndustriALL üyesi Kimya, Enerji ve Maden İşçileri Sendikası (CEMWU) maden müdürünün cezalandırılması, ölümcül kazaların olmamasının garantiye alınması ve iş kazalarında ölen ve yaralanan işçilerin ailelerine maddi yardımların yapılması talepleriyle 1 Ekimde greve çıktı ve madene giden yolu kapattılar. Grevin ardından yapılan görüşmeler sonrasında işçilerin taleplerinin karşılanması üzerine grev sonlandırıldı.
7 Ekimde ise bu kez dünyanın pek çok bölgesinde binlerce Rio Tinto işçisi protesto gösterileri gerçekleştirdi. IndustriALL tarafından örgütlenen kampanyayla Afrika, Asya, Avustralya, Avrupa ve Kuzey Amerika’dan işçiler, iş güvenliği önlemlerinin alınmasını, iş güvencesinin sağlanmasını, işçi haklarına saygı duyulmasını talep ettiler. İşçiler, düşük ücrete, iş güvencesi olmadan, sağlıksız ve tehlikeli iş koşullarında çalışmaya karşı iş durdurarak, mitingler düzenleyerek protestolar gerçekleştirdiler.
IndustriALL Genel Sekreteri Kemal Özkan şöyle diyor: “Rio Tinto işçilerden önce kârını düşünüyor ve bunun sonucu ölümcül iş kazaları oluyor. İşçiler ‘artık yeter’ diyor. Rio Tinto’da artık yeni bir dönem başlamalı.” Eylül ayında gerçekleşen iki farklı iş kazasında 5 işçinin öldüğü Grasberg Madeni’nde Rio Tinto %40 hisseye sahip. 100 milyar dolar değerinde bir pazara sahip olan Rio Tinto, maliyetleri düşürmek için sözleşmeli ve taşeron işçi çalıştırma oranını yükseltti. Rio Tinto, Madagaskar madenlerinde taşeron işçi sayısını, kadrolu çalışanların iki katına çıkardı. Avustralya’da ise tam gün çalışan işçilere karşı işten çıkarma saldırısına girişmiş durumda ve bu işçilerin yerine yine sözleşmeli ve taşeron işçiler çalıştırılıyor.
Çin’de Foxconn işçileri grevde
Çin’in batısında bulunan Foxconn fabrikasında bini aşkın işçi 8 Ekimde greve çıktı. İşçiler, ücretlerin yükseltilmesini ve sosyal hakların genişletilmesini talep ediyorlar. Yongbaoşuy bölgesinde işçiler gösteriler yaparak taleplerini yükseltiyorlar. İşçilerin eylemlerde taşıdığı dövizlerden biri şöyle: “Bizler robot değiliz. Yemek yemeye ve ailemizi beslemeye ihtiyacımız var!”
Apple, Sony ve Nokia gibi büyük firmalara elektronik parça üreten Foxconn, siparişlerin azalmasıyla birlikte işçileri işten atıyor, yasal olarak yükümlü olduğu tazminatları ödemek yerine, fazla mesai saatlerini düşürerek onları istifaya zorluyor. İşçilerin gelirinin büyük bir dilimi fazla mesailerden kazanılıyor. Fazla mesai ücretleri olmaksızın, ele geçen net ücret, geçinebilmek için gerekli olan ihtiyaçları çok zor karşılıyor.
Son yıllarda derinleşen ekonomik krizle birlikte Foxconn fabrikasında da grevler sıkça yaşanmaya başladı. Geçtiğimiz Haziran ayında 800 işçi kıdem tazminatlarının iyileştirilmesi için greve çıkmıştı. Öyle görünüyor ki ekonomik kriz derinleştikçe önümüzdeki süreçte dünyanın dev ekonomilerinden Çin’de de işten atmalar, ücret kesintileri ya da dondurulması gibi sorunlar artacak ve bu sorunlara karşın işçilerin mücadelesi daha da yaygınlaşacaktır.
Almanya’da Lufthansa pilotlarının grevi
Almanya ulusal havayolları şirketi Lufthansa’da çalışan pilotlar, 8 ve 9 Ekimde grev gerçekleştirdiler. VC (Cockpit) sendikası üyesi pilotlar, Ağustos ayının sonundan beri beşinci grevlerini gerçekleştirdiler. Pilotlar, Lufthansa’nın emeklilik yaşını 55’ten 60’a çıkarmasına karşı mücadele veriyorlar. Mevcut sözleşme 55 yaşında emekli olanlara, 60 yaşında devlet emekliliğine kadar geçici bir ödenek sağlıyor.
Daha önceki grevler yolcu uçuşlarını etkilerken, bu seferki grev kargo pilotları tarafından gerçekleştirildi ve sadece yük uçuşlarını etkiledi.