
Saat 16’da çay molası verdik. Çayımızı içtik ve zil çaldı, aradan 20 dakika geçtikten sonra elektrikler gidip gelmeye başladı. Birden yangın alarmı çalmaya başladı. Yangın alarmı sık sık çaldığı için önemsemedik, hatta kendi aramızda konuşmaya başladık. “Bir gün gerçekten yangın alarmı çalacak, kimse inanmayacak ve hep birlikte yanacağız” dememize kalmadan uzaktan bir işçi arkadaşımız bağırmaya başladı. “Ne duruyorsunuz çıkın dışarı, yangın var, ne duruyorsunuz çıkın dışarı!” Hep birlikte koştuk dışarı, bir de baktık ki depo yanıyor. Yanan yer de kimyasal maddelerin olduğu depo. Patlama olur diye fabrikanın uzağında durduk. Fakat o saate kadar kimse bize haber vermedi. Yangın alarmı duman yoğunlaşınca çalmaya başlamış. İşçi arkadaşlar yangın tüpüyle müdahale etmeye çalışmışlar, fakat yangın tüpleri boş çıkmış. İçeride zehirli duman var, ama ne maske ne de yangın elbisesi var. Her an patlamayla yüz yüzeyiz, “itfaiyeye haber verin” deniyor, patron ise “yok yok itfaiye gelirse içeriyi mahveder” diyor. Sonra işin ciddi olduğunu görünce haber verdi ve dört tane itfaiye arabası geldi. Bu arada eşinin içeride olduğunu düşünen bir ablamız içeriye koştu, dumandan zehirlendi ve ambulansa götürdük. Yine dumandan fenalaşan birkaç arkadaşımızı daha hastaneye gönderdik. Üç saat dışarıda soğukta bekledik. Ve paydos ettik. Ertesi gün çalışmanın devam edeceği söylenildi.
Bir kez daha gördük patronların ne kadar açgözlü olduklarını. Orada bir patlama olsa önce biz havaya ucacağız, sonra yan taraftaki fabrikalar havaya uçacak. Patronlar için işçilerin hiçbir değeri yok. O güne kadar uyduruk bir eğitimden başka bir şey yapılmadı. Fabrika zaten sigortalı. Yangın söndürme tesisatı kuruldu, fakat su yok, sadece alarm çalıyor. Yangın fabrikaya gelen elektrik ana kablosundan çıkmış. O güne kadar kabloların denetlenip denetlenmediği meçhul. İş güvenliği önlemi patronların insafına kalmış durumda. Çünkü biz işçiler birlik olup patronlara “artık yeter” demiyoruz. Ölen veya zarar gören gene biz oluyoruz. Patronların almadığı iş güvenliği önlemleri yüzünden daha ne kadar diri diri yanacağız, daha ne kadar sakat kalacağız? Biz işçiler birlik olmadan iş güvenliği önlemleri alınmayacak. Bu işe işçilerden başka kimse dur diyemez. Bunu böyle bilelim!