
2 Kasım Pazar günü UİD-DER Tuzla temsilciliğinde bir film etkinliği gerçekleştirdik. Yine farklı sektörlerden onlarca işçiyle birlikte izledik filmi. “Ateşkes” adlı film, 1914’te I. Dünya Savaşı’nda batı cephesinde savaşan Alman, Fransız, İskoç askerlerin yaşadıklarını anlatıyor. Her biri farklı milletten olan gencecik insanlardır hepsi. Geleceğe dair umutları ve geride bıraktıkları sevdikleri vardır. Birbirlerine düşman edilmek istenirler. Ama onlar cephede savaşırken “düşman” sandıkları insanların düşman olmadığını, pek çok ortak noktaları olduğunu anlarlar. Film 3 farklı ulustan askerlerin esas düşmanın kim olduğunu anlama ve kardeşleşme sürecini anlatır. Farklı dillerde de olsa hepsi aynı şeyi söylemeye başlar: “Bu savaşı biz istemiyoruz.”
Emperyalist devletler hesaplarını kitaplarını yapıp askerleri cepheye yollarlar. Amaçları kendilerine yeni yatırım alanları açmak, pazarlar bulmak, rekabette öne geçmek, daha fazla kazanmak ve dünyanın efendisi olmaktır. Bu nedenle çekilecek acıları, ölecek insanları umursamazlar. Cepheye gönderilenlerin içinde kardeş olanlar bile vardır. Annesini, eşini, çocuğunu bırakıp savaşmak için cepheye gitmek zorundadırlar hepsi. Önce vatanlarını savunduklarını düşünüp onlar da kan dökerler, kanları dökülür. Ancak daha sonra kim için ve ne için savaştıklarını düşünmeye başlarlar. Savaştan ve kıyımdan iyice bıktıklarında Noel yaklaşmaktadır. 3 ulustan askerler ölürken yine aynı uluslardan zengin patronlar, büyük generaller, politikacılar hindi yiyip şarap içmektedirler.
Bu yaman çelişki artık gözlerden gizlenemez. Yılbaşı gecesi, askerlerin kendi çıkarları için ölmesini emreden emperyalistlerin evdeki hesabı çarşıya uymaz ve karşı cephelerdeki askerler bir müziğin buluşturmasıyla yılbaşını birlikte kutlarlar. Aslında birbirlerinden farklı olmadıklarını anlar, yakınlaşırlar. Birbirlerinin acılarına ve özlemlerine tanıklık ederler. Birbirlerinin kederiyle kederlenirler. Birlikte eğlenirler. Şarkılar, sohbetler hatta futbol maçlarıyla devam eder eğlenceleri. Yani ateşkes ilan ederler. Ama güçleri savaşı durdurmaya yetmez. İçlerinde savaşın bitmesi umuduyla, sürgün edilirler, başka cephelere zorla gönderilirler. 1. Dünya Savaşının bitirilmesinde Rus işçilerin rolü büyüktür. Rusya’da iktidarı ellerine alan işçiler, tüm dünya işçilerine kardeşlik elini uzatır ve savaşı bitirirler.
Yanı başımızda devam eden Ortadoğu’daki savaş ve her gün onlarca sınıf kardeşimizi yitirdiğimiz iş cinayetleri gösteriyor ki, patronların kâr hırsının sonu yoktur. Ne fabrikalarımızda ne de cephelerde bizleri öldürmekten geri duruyorlar. Bu savaşları, bu sömürüyü biz istemedik, istemiyoruz. Ve ancak örgütlü gücümüzle buna dur diyebiliriz. Yeter ki dünyanın tüm patronlarını ve sömürücülerini düşman, tüm işçilerini ise kardeş bilelim.