
İki gün önce Esenler’de bazı binaların açılışına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sokaktan geçtiği sırada gözü ikinci kattaki bir kahveye takıldı. O da ne? Birileri, camları açık kahvede sigara içiyordu, hem de koca devletlû Cumhurbaşkanı sokaktan geçtiği halde! Erdoğan elbette bu “terbiyesizliğe” katlanamazdı, hemen bağırmaya ve sigara içen “densizlere” haddini bildirmeye başladı. Belki mümkün olsaydı, “vurun tez kellesini” de diyebilecekti. Ama mümkün olmadığı için “Zabıta nerede? Zabıta çağırın, kapalı alanlarda sigara içmek yasak, cezai müeyyidesi var” dedi. Arkasından da ekledi, “terbiyesiz herif, Cumhurbaşkanı konuşuyor ama hâlâ içiyor.”
Bu manzara Erdoğan’ın nasıl bir toplum arzuladığını ve o toplumda kendisini nereye koyduğunu gözler önüne seriyor. İşin bu yönünü geçelim. “Başkan Baba” (“Zabıta Baba” mı desek?) edasıyla her şeye burnunu sokan Erdoğan, kapalı alanlarda sigara içilmesine bu kadar içerlerken (esas derdi kapalı alanda sigara içilmesi değil), acaba iş kazaları ve iş cinayetleri karşısında neden sağır ve kör kesiliyor? AKP iktidarı boyunca 14 bin 455 işçi iş kazalarında yaşamını kaybetti, yani iş cinayetlerine kurban gitti. Daha fazlası sakatlandı ve iş göremez hale geldi. Yakınlarını madenlerde kaybeden ve yürekleri dağlanan aileler acılarıyla kıvranıp isyan ederken Erdoğan, “kader”, “bu işin fıtratında var” diyor ve patronlar sınıfının kâr hırsının yol açtığı katliamları meşrulaştırıyordu. Bu açıklamalara ikna olmayanlara ise, Soma’da olduğu üzere Erdoğan, zabıta bile çağırmadan bizzat kendisi had bildirmiş, bir madenciyi dövmüştü.
Soma’da 301 madencinin yaşamını kaybetmesi büyük bir tepki topladı ve AKP’yi sıkıştırdı. Bu nedenle AKP’li bakanlar, Erdoğan ve onun yaveri Davutoğlu, Ermenek’teki su baskını haberini alır almaz, sanki sorumlu kendileri değilmiş gibi konuşmaya başladılar. Bu kez tepkileri yatıştırmak amacıyla patronları suçluyor ve işçiye sahip çıkıyor gözüküyorlardı. Ama iş cinayetleri durmadı. Amasra, Isparta ve Zonguldak’tan iş cinayeti haberleri gelmeye devam etti.
akp-catisi.jpg [2]

Erdoğan Esenler’de, sanki dünyanın en mühim meselesiymiş gibi sigara içilmesine kafayı takarken ve zabıtaları çağırırken, aynı saatlerde Sütlüce’de AKP İl Binası’nın çatısı onarılıyordu. Gelin görün ki çatıda çalışan işçiler için hiçbir iş güvenliği önlemi alınmamıştı. İşçilerin başında baret bile yoktu. Sigara içilmesi karşısında yüreği sızlayan Erdoğan, iş güvenliği önlemi alınmadan çalıştırılan bu işçiler için acaba neden zabıta çağırmıyor? Ermenek’teki kaza sonrasında konuşan Davutoğlu, işçilere sesleniyor ve “neden şikâyet etmiyorsunuz? Size özel hat vereceğim, bir sorun olursa arayın” diyordu. Bu şikâyetin ilk konusu, AKP İstanbul İl Binasının çatısında iş güvenliği önlemleri alınmadan işçi çalıştırması olabilir. Zabıta yok mu zabıta!
İşin ironisi bir yana iş güvenliği AKP’nin ve patronlar sınıfının umurunda değildir. Bunlar kapitalist düzenin efendileridir. AKP iktidarda kalmaya, patronlar ise işçileri daha fazla sömürmeye bakarlar. İş güvenliği önlemlerini aldıracak olan işçilerin örgütlü mücadelesidir.