İşyerinde çalışırken bir haber bir anda ortalığa yayıldı. Bir işçi arkadaşımızın işyerinde hırsızlık yaptığı ve yakalandığı haberini duymuştuk ve işyerinin gündemi bir anda bu olmuştu. On beş yıldır aynı işyerinde çalışan bu işçi neden hırsızlık yapmıştı? Daha sonra polis aracılığıyla tutanak tutulup bu arkadaşın işine son verildiği gibi, bir de üzerine ayrı suçlar yıkılarak işyerinin tüm açığı bu işçinin üzerine yıkılmaya başlandı. Bu işçiyle birlikte alâkasız 10 işçi daha tamamen şüphe üzerine işten atıldı.
İşçiler arasında, hırsızlık yaptığı iddia edilen işçiye karşı bir karalama kampanyası da başlatıldı ve kimi işçiler bu arkadaşlarını suçlamaya başladılar, kimisi ise hırsızlık yaptığı iddia edilen arkadaşın olsa olsa domuzdan bir kıl kopardığını belirttiler. Şüphesiz bir işçinin haklarını aramak yerine böyle yöntemlere başvurması doğru bir davranış olamaz. Fakat işçilerin asıl görmesi gereken, gerçek hırsızlardır. Patronlar biz işçilerin çalınan emeği üzerinden sermayelerini büyütüyorlar. Sürekli uzun saatler ve düşük ücretlere çalıştırılıyoruz. Yasal ve yasadışı olarak haklarımız gasp ediliyor. Biz işçiler gece gündüz demeden fabrikalarda ömür tüketiyoruz, en ufak bir açığımızda sorgulanıyoruz ama nedense patronların yaptığı hırsızlık görülmüyor.
Oysa asıl görülmesi ve tepki gösterilmesi gereken, işçinin ürettiği artı-değerin gaspına dayanan kapitalist hırsızlık düzeni ve bu düzenin efendileri olan patronlardır. Bunu yapmadığımız için, aldığımız ücretler sürekli erimekte, geçim derdi işçilerin daha çok hayatını karartmaktadır. Kendini çaresiz hisseden örgütsüz işçiler bu durum karşısında her yola başvurmaktadır. Sorunun özü şudur ki işçileri her türlü yönteme iten tamamen açgözlü patronlardır. Biz işçiler örgütlenmediğimiz sürece patronların oyuncağı haline geliyoruz, çareyi başka yöntemlerle aramaya başlıyoruz. Bizler kendi arkadaşımızı karalamak yerine bizi iliklerimize kadar sömüren patronların hırsızlığının farkına varmalı ve “yasal hırsızlığa” dayanan kapitalist sömürü düzenine karşı mücadele yürütmeliyiz. Yaşasın işçilerin mücadele birliği!