77 yıl önce Dersim’e bir sefer düzenlendi ve bu seferde binlerce insan katledildi, binlercesi de sürgüne yollandı. Yeni kurulan cumhuriyetin gözünde Dersim bir çıbandı. Osmanlı birçok sefer düzenlemişti bu “dağ ülkesi”ne. Fakat hiçbir sonuç alamıyordu. Kemalist rejim ise bu çıbanı kökten sökme niyetindeydi. Bunun planlarını yapan Kemalist rejim önce Dersim’in iç bölgelerine karakol ve yol yapmakla işe başlamıştı. Güya barışçıl bir stratejiyle giden ordu yöre halkını kendine inandırmış, karakol ve yol çalışmalarında yöre halkının da yardımını almıştı. Her şey tamamlandıktan sonra asıl planını yürürlüğe koyacaktı ordu.
Evet, 1937 ve 38’de Dersim’de bir katliam uygulandı ve koca bir çığlık koptu. Ama hiç kimse duymadı bu çığlığı. Yakalananlar önce düzlüklerde kurşuna diziliyor, sonra da süngüden geçiriliyordu. Seyit Rıza ve arkadaşları Elazığ’da mahkemeye çıkarılmış, büyük olanların yaşları küçültülmüş, küçük olanların yaşları büyütülerek idam için uygun duruma getirilmişlerdi. Anlamadıkları bir dilde yargılanmışlardı ve doğru dürüst savunmalarını bile yapamamışlardı. Seyit Rıza ve arkadaşları Elazığ buğday meydanında asıldılar. Seyit Rıza darağaçlarını gördüğünde asılacağını anlamıştı. Seyit Rıza ve arkadaşları asılmış, on binlerce kişi katledilmiş, sağ kalanlar kara trenlerle farklı coğrafyalara sürgün edilmişlerdi.
Bu katliam bugün de unutulmadı. Basın açıklamaları ve çeşitli eylemler yapılarak, çeşitli yerlerde hafızalar tekrardan o günün acısıyla doldu. Uluslararası İşçi Dayanışma Derneği Sefaköy temsilciliğimizde yapmış olduğumuz bir etkinlikle biz de 1937-38 Dersim Katliamında toprağa kefensiz düşen binlerce insanı anmış olduk. Etkinliğe Qelema Sure (Kırmızı Kalem) belgeselini izleyerek başladık ve ardından UİD-DER müzik ekibinin seslendirdiği Dersim ağıtlarıyla etkinliğimizi sona erdirdik.
Yağmur gibi insanlar düşüyordu uçurumlardan,
Düştükleri yerde savruluyordu,
Her bir parçası dört bir yana.
Kan akıyordu Munzur ırmağı
Ve parçalanıyordu mağaralarda
Top ateşleriyle insanlar.
Ölüm kokusu sarmıştı Dersim’i
Her yer ceset olmuştu,
Leş kargaları üşüşmüştü bir kere
Dersim kan ağlıyordu.