
Geçenlerde gazetede bir haber okudum. Habere göre işçiler artık haklarını çok daha kolay arayacaklarmış. İşyerinde girdi-çıktı yapıldıysa, SGK primleri ödenmiyorsa ya da gerçek ücret üzerinden ödenmiyorsa işçiler Alo 170 hattını arayarak isimsiz ihbarda bulunabileceklermiş. Haberi okuduğumda ağzımdan çıkan ilk söz “Yalan!” oldu. Çünkü bizzat ben 170’i arayarak böyle bir deneyim yaşamıştım.
Çalıştığım okulda SGK primim gerçek ücretim üzerinden ödenmiyordu. Ben de sorunumun çözülmemesi üzerine 170’i arayarak ihbarda bulunmaya karar vermiştim. Aradığımda vermek istemediğim halde benden TC kimlik numarasından telefon numarama kadar bütün bilgilerimi aldılar. Çalıştığım okulda Pazartesi günleri işgünü olmadığını söylememe rağmen bir Pazartesi günü okula gitmişler. Sonra da oradan beni arayıp niye işte olmadığımı sordular! Neyse, sonuçta başka bir gün gelmek üzere gittiler.
Daha sonra geldiklerinde “kör göze değnek” misali tüm çalışanları değil sadece 2-3 kişiyi çağırarak maaşlarını sordular. Beni çağırdıklarında 6 aydır daha yüksek ücret aldığım halde asgari ücretli olarak göründüğümü bir kez daha söyledim. Bana ne dediler biliyor musunuz? “Bari yeni olmuş gibi gösterelim!” Buna itiraz edip neden böyle bir şey söylediklerini sorduğumda ise zeytinyağı gibi üste çıkarak “O halde neden daha önce şikâyet etmedin” diyerek adeta beni suçlu yaptılar. Zannedersiniz ki karşımdakiler Çalışma Bakanlığı’nın müfettişleri değil patronun sözcüsüydüler! Sonra ne mi oldu? Hiçbir şey. Sizin de tahmin edeceğiniz gibi bu işin sonu FOS çıktı. Bir süre sonra ben o okuldan ayrıldım. Orada çalışan öğretmenlerin maaşı halen asgari ücretten gösteriliyor.
Bu deneyimden sonra bir kez daha anladım ki, devletin asıl düşündüğü işçiler değil patronlardır. Bireysel mücadele işte böyle engellere takılıyor. O yüzden çoğu durumda bireysel mücadeleden çözüm de çıkmıyor. O halde sorunlarımızın gerçek çözümü ancak örgütlü mücadeleyle mümkün olabilir.