
Ben emprime baskı sektöründe çalışan bir tekstil işçisiyim. Çalıştığım fabrikada işgünü zaten 10 saate oturmuş durumda ve bazen fazla mesailerle birlikte 12 saate çıkıyor. İş saatlerimiz uzun ve düşük ücrete çalışıyoruz. Emprime dediğim sektörde penye tişörtlerin üzerine baskı yapıyoruz. Her gün tiner, gaz ve boyaya maruz kalıyoruz. Bu da işçi arkadaşlarda ve bende alerjik hastalıklara yol açıyor. Fabrikada havalandırma olmasına rağmen patron havalandırmayı açtırmıyor. Sabahları işbaşı yaptığımızda fabrikanın içinde ağır bir koku hâkim oluyor. Bir saat sonra hepimiz o kokuya mecburen alışıyoruz. Bunun karşılığında aldığımız ücret çok düşük, temel ihtiyaçlarımızı doğru dürüst karşılayamıyoruz. Ücret düşük olunca da bol bol fazla mesaiye kalıyoruz. Bunlar yetmezmiş gibi patron maaşımızın tamamını bankaya yatırmıyor, bir kısmını elden veriyor. Bu da sigorta primlerimizin düşük ücretten ödenmesi sonucunu doğuruyor. Aslında işçi kardeşlerim görüyoruz ki biz işçilerin sorunları ortaktır. İşçiler olarak bu sorunları ancak bir araya gelerek, mücadele ederek çözebiliriz. Ben bir işçi olarak çözüm yolunun UİD-DER çatısı altında örgütlenmekten geçtiğini düşünüyorum. Bütün işçi kardeşlerimi UİD-DER’de birleşmeye, örgütlülüğe davet ediyorum.