
Toprak kana doydu, hava baruta
Ocaklar bedene
Beton yığınlar eritiyor her gün usta bedenleri
Makinelerin dişlilerinde çocuk bedenler
Değirmen gibi öğütüyor çarklar, dişlilerinde ellerimizi kollarımızı
Yatların, katların görkeminde kayboluyor umutlarımız, hayatlarımız.
Neyin diyeti, neyin bedeli bu?
“Sorma!” diyor yağlı göbekli, parlak suratlı düzenin cambazları
“Durmak yok!” diyor düzenin ikiyüzlü temsilcileri, “yola devam!”
Düzenin bekası, patronların zevk-u sefası için.
Daha kaç beden gerek, kaç çocuk, kaç baba, kardeş?
Ne yapmalı da çevirmeli hayatın akışını tersine?
Haykır öfkeni, yetmedi mi bunca yaşananlar
Dur de!
Kaldır başını yukarı
Sık nasırlı ellerinle yumruğunu
İndir cellâtların üzerine
İndir ki dinsin acılar, acılarımız
Gülsün çocuklarımız, analarımız, kardeşlerimiz.
Dur de!
Sömürüye, açlığa, yoksulluğa
Savaşlara, kana baruta
Dur de!
Uzayan iş saatlerine, düşük ücretlere
Pazardan mal satın alır gibi emeğimizi satın alan taşeron cambazlara
Ancak tek senle olmaz “DUR DEMEK!”
Çoğalmak, büyümek ve birlikte yürümek gerek
Haramilerin saltanatını yıkmak için,
UİD-DER’de örgütlenmek gerek!