
Bizler Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde direnişe geçen işçileriz. Hepimiz uzun yıllar bu hastanede emek verdik. İçimizde 17 yıl çalışan arkadaşlarımız var. En kısa süreli çalışan arkadaşımız bir yıla yakın bir zamandır çalışıyordu. Hastane yönetimi şimdiye kadar her yıl yüzde iki ya da yüzde üç zam yaptı. 15 yıldır çalışan bir arkadaşımızın en son aldığı maaş 1025 liradır. Bu da onun çalıştığı bölümden kaynaklı. Yoksa 18 yıldır çalışan başka bir arkadaşımız halen 930 lira maaş alıyordu.
Biz de bu yıl toplanıp maaş zamlarını konuşmak için fakülte yönetimi ile toplantı yaptık. Birinci toplantı zamlardan önce idi. Yönetici bize toplantıda “maaşlarınıza zam yapacağız, çok memnun kalacaksınız, bize teşekkür edeceksiniz” dedi. Bir süre sonra da zam açıklandı. Ortalama 20-30 lira zam yaptılar. İnsan çocuğuna harçlık vermeye utanıyor bu parayla. Biz buna karşı çıktık. Bahçede toplantı yaptık. Müdür geldi toplantıya ve bize, “Çalışan çalışır, çalışmayan gitsin. Yaptığınız iş bir paspas. Onu yaptırmak için kimi olsa bulurum” dedi. Hepimiz çok öfkelendik. Her birimiz o hastanenin kârına kâr katıyorduk. Yıllarca hasta altı temizledik. Hastanede her işi yaptık. Yapılan bu haksızlığa karşı bizler de bir araya gelip toplu olarak sendikaya üye olduk. Onlar da 1 Ekimde içimizden öne çıkan, bizim de sözcümüz olmuş bir arkadaşımızı işten attılar. Sonrasında içimizden 3 kişiyi daha attılar ve bunu 6 Aralıkta toplu olarak işten çıkarılmamız izledi. Hiçbir açıklama yapmadan hepimizi kış günü işsiz bıraktılar. Yönetim arayıp bizi işten çıkardığını haber vermeye bile tenezzül etmedi. Arkadaşlarımız birbirine haber verdi.
Biz şimdi direnişteyiz. Mücadelemize devam ediyoruz. Kazanıncaya kadar da devam edeceğiz. Bazen sohbet ederken birbirimize “keşke bu kadar çok çalışmasaydık. Hiçbir değeri yokmuş. Emeğimizi sömürüp iyi niyetimizi suiistimal etmişler” diyoruz. Sonra da “biz dürüst insanlarız. Hastaların yattığı yerde bize bu kadar az maaş veriyorsanız, o kadar iş yaparız diyemezdik. Böyle yapsak hastalar mağdur olurdu. Şimdi doğrusu hakkını almak için mücadele etmektir” diyoruz. Hakkımızı mücadele ederek alacağız.
Şimdi içeriye taşeron soktular. Mücadele etmek yerine, işe geri dönen arkadaşları taşerona aldılar. Tabii biz dışarıda direnişteyiz diye içerde şimdi onlara iyi davranıyorlar. Bir tanesi direnişteki arkadaşımıza mesaj atmış şöyle diyor: “Arkadaşlar hepinizi çok özledim. Korkulacak gibi değil adamlar. Sabit vardiya çalışıyoruz. Lütfen geri dönün!” Bu mesajı gönderen arkadaşımızın ve içerde çalışanların hiçbir şeyin farkında olmadıklarını, bilinçsiz davrandıklarını görüyoruz. Bizim direnişimiz içerdekilere daha şimdiden yol parası, ticket, maaşlarda düzelme gibi kazanımlar sağladı. İçerde işçilere şimdi adam gibi davranıyorlar. Biz de bunları istemiştik. Onlarca yıldır çalışan işçisine bunu vermeyen yönetim şimdi ne oldu da daha dün toplayıp getirdiği işçiye bu kadar kesenin ağzını açtı? Direniş çadırı kalktıktan sonra şimdi verdiklerinin hepsini geri alacaklar. O da yetmeyecek taşeronun canavar yüzünü görecekler. Biz bunların farkındayız. Eninde sonunda çıkarıldığımız işimize sendikalı olarak döneceğiz. O yöneticiler başları önde buradan çıkacaklar. Biz buna inanıyoruz.
UİD-DER’in kampanyasını da çok anlamlı buluyoruz. Maaşların yükseltilmesini istiyoruz. Taşerona karşı mücadelenizi destekliyoruz. “Susma haykır, taşerona hayır” diyoruz. Herkesin mücadelemizi desteklemesini istiyoruz.
Haklıyız, mücadeleyle kazanacağız!