Ben bir tekstil firmasında çalışıyorum. Patronumuz keyfine ve gösterişine düşkün biri. Bir gün çalışma arkadaşım, “eşim hasta, içerden avans alacağım” dedi ve muhasebeye gitti. 15 dakika sonra geri geldiğinde yüzünden her şey anlaşılıyordu. Ama dayanamayıp sordum “aldın mı” diye. Koskoca şirketin kasasında para olmadığını söylemişler. İki gün sonra kapıda yeni bir araba gördük. Patron kendisine doğum günü hediyesi almış. Arabayı kapıda gören arkadaşım önce küfretti, “bana 200 lira vermediler, kendine araba almış, adalet mi bu?” dedi. Bizi ne kadar değersiz gördüklerini anlatmak için “sana 200 lira verseler arabanın parası eksilirdi” dedim.
İşçi arkadaşımıza 200 liralık avansı vermeyen patron, kendi keyfi ve zevki için on binlerce lirayı bir solukta harcamaktan geri durmuyor. İşçi arkadaşımız da çaresizlikten kendini yiyor. Örgütsüz olduğumuz sürece patronların bu insanlık dışı davranışlarına maruz kalacağız. Bu manzaradan sonra örgütlü olmanın önemini daha iyi anladım. Tüm işçi arkadaşlarımı onurlu bir yaşam için mücadeleye çağırıyorum.