İşçi Dayanışması bülteninin Kasım sayısında “Genç İşçi” köşesini gördüğümde çok ilgimi çekti. İçindeki yazıları okuduğumda geçtiğimiz yaz işyerinde başımdan geçen bir olay aklıma geldi. Bunu sizlerle paylaşmayı bir borç bildim.
Bizim işyerinde özellikle teknik bölümlerde düşük ücretler nedeniyle çalışacak işçi bulma sıkıntısı vardı. Görüşmeye gelen deneyimli işçilerin ücret talebi işyerinin verdiğinin neredeyse iki katı oluyordu. Nitelikli ama ucuz işgücü isteyen patronumuz bakın çözümü nasıl buldu? İyisi mi ben onun ağzından direkt aktarayım:
“Arkadaşlar bundan kolay ne var? Görüşmeye gelen işçiler verdiğimiz ücrete çalışmıyorlarsa biz işçilere gideriz. Nitelikli işgücü kaynağı neresi? Tabii ki meslek liseleri. Hemen bir ekip kurun. Tüm meslek liselerini dolaşıp son sınıfa geçen ve yazın çalışmak isteyen öğrencileri toplayın. Hatta gözlerini boyamak için bir servise bindirin, şirketi dolaştırın, toplantı odasında sunum yapıp pasta-kurabiye ikram edin. Hep müşterinin gözünü boyayacak değiliz ya, işçilerin de gözünü boyamamız, kendimizi satmamız gerekir zaman zaman. Yazın çalışan öğrencilere staj yeri garantisi verin. Yaz boyunca zaten işi öğrenecekleri için kışın da bize katkı sağlarlar. Seneye yazın da en düşük ücretten işe başlayabilecek bir sürü nitelikli eleman adayı olur. İstediğimizi alırız, istemediğimiz kalır. Maddi hiçbir yükü olmaz bize. Bir de bu işçiler başlayınca içeridekilerin işini kaybetme korkusuyla daha sıkı sarılacaklarını düşünün. Bir taşla iki kuş!”
İşte patron ağzı kulaklarında aynen bunları söyledi. Sonra ne mi oldu? Yazın başlayan öğrencilerin bir kısmı şimdi bu işyerinde staj yapıyorlar ve bu şirketi “çok iyi bir yer” olarak biliyorlar. Hatta arkadaşlarının da gelip burada staj yapması için uğraşıyorlar. Stajyer gençler elbette bunu arkadaşlarının da temizlik yapmak, fotokopi çekmek yerine iş öğrenmeleri için yapıyorlar. Patronsa kendisine ucuz işgücü bulmak için...
Buradan genç kardeşlerime seslenmek istiyorum: Elbette ki geleceğinizi düşündüğünüz için staj yaptığınız yerde bir şeyler öğrenmek için çabalamanız anlamlı. Ama sadece işi öğrenmek yetmez. Hakkını bilen, bilinçli ve örgütlü bir işçi olmanız lazım ki patronların böylesi oyunlarına kanmayasınız.
Unutmayın, bu ücretli kölelik düzeni işçilerin sömürülmesi üzerine kuruludur. Sermaye sınıfı ücretleri aşağı çekmek isterken, işçi sınıfı ise daha yüksek ücret için mücadele eder. Kapitalizm var olduğu sürece bu kavga sürecektir. Vasıflı-vasıfsız ayırt etmeksizin tüm işçileri düşük ücretlere mahkûm eden bu sömürü düzenine karşı genç işçilerin de mücadele etmesi çok önemli. Bugün bir stajyer için asgari ücret çok büyük bir para gibi görünebilir. Tam da bu nedenle UİD-DER’in başlattığı kampanyanın taleplerinden biri olan “Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın!” talebi genç işçilerin de sahiplenmesi ve bunun için mücadele etmesi gereken bir taleptir.