“Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyası Tuzla-Pendik bölgesinde tüm hızıyla devam ediyor. Kampanyamızı işçi kardeşlerimize duyurmak için sabahın ilk saatlerinde önlüklerimizi giydik, bildirilerimizi ve yeni çıkan İşçi Dayanışması bültenlerimizi aldık. Sabah işe yetişme telaşıyla koşuşturan işçi arkadaşlarımıza kampanyamızı anlattık. Çoğu zaten taşeron ve hatta taşeronun taşeronu olan şirketlerde çalışıyorlardı. İşe yetişme telaşındaki işçilerin bir bölümü bildirimizi alıp, kolay gelsin diyerek hızla yoluna devam ederken, bir bölümü de çalıştığı işyerinde yaşadığı sorunları anlattı. Erken saatte okullarına yetişmeye çalışan, şimdiden patronlar sınıfının sömürü çarklarında sömürülen meslek liseli işçi-öğrenci kardeşlerimiz de kampanyamıza ilgi gösterdiler.
Ücretlerin her geçen gün düşürüldüğünü, iş saatlerinin uzatıldığını, taşeronlaştırmanın yaygınlaştığını haykırırken, tersane işçisi bir kardeşimiz yanımıza geldi. Zaten ağır çalışma koşulları altında ezilen işçi kardeşimiz bizim çağrımıza tepkisini “tam aradığım şey buydu, nasıl çözeceğiz bu sorunlarımızı” sözleriyle dile getirdi. Bildirimizin üzerindeki madenci resmini gören başka bir işçi arkadaşımız, Soma faciası yaşandığı dönem orada bulunduğunu, onların acılarına şahit olduğunu anlattı. Yaşadığı üzüntüyü ve öfkeyi bir kez daha hatırladı. Kampanyamızı anlamlı bulduğunu ve desteklediğini ifade etti. Konuştuğumuz, bildiri uzattığımız tüm işçi kardeşlerimiz kampanyamızın taleplerini desteklediklerini ifade ediyorlar. Uzadıkça uzayan iş saatleri karşılığında düşük ücretlerle ve taşeronun dahi taşeronunda çalışan işçi kardeşlerimizin sorunlarını dinledikçe yürütmüş olduğumuz kampanyanın taleplerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görmüş oluyoruz. Çalışmamızın sonunda işçi arkadaşlarımıza ulaşmanın gururuyla, bizler de işyerlerimize doğru yola çıktık.