
24 Aralıkta Maraş katliamının 36. yıldönümü nedeniyle Ankara’da bir basın açıklaması gerçekleştirildi. 78’liler girişiminin çağrısıyla düzenlenen basın açıklamasına, PSAKD, İHD Ankara Şubesi, HDP, HDK, YSGP, ESP, Divriği Kültür Derneği, Partizan ve DHF ve UİD-DER katıldı.
Açıklamada şu sözlere yer verildi: “19 Aralık ile 24 Aralık 1978 tarihinde Maraş kent merkezinde insan havsalasının alamayacağı bir sol-Alevi-Kızılbaş katliamı yaşandı. Maraş’ta Alevilerin hangi evlerde oturduğunu önceden fişlemiş olan derin devletin adamları, çeşitli bahanelerle Alevilerin evlerini, işyerlerini işaretlemeye başladılar. Alevi evlerini işaretledikten sonra, ‘Güneş Ne Zaman Doğacak’ adlı film Ülkücü faşistler kanalıyla Maraş’a getirilip bir sinemada oynatıldı. Bu filmin oynatıldığı sinema bombalandı. Bombalama solcuların üzerine atılıp şehirde bir gerginlik yaratıldı. Maraş sokaklarında, başında kar maskesi olan birtakım adamlar gelip gezer oldular, şehre yılbaşı için milli piyango bileti satan yabancı adamlar doldu. Sonra bir Perşembe günü iki devrimci öğretmen öldürüldü, öğretmenlerin cenazelerinin hastaneden çıkması geciktirilerek Cuma namazının çıkışına denk getirildi. Cuma namazı için camilerde toplanan insanlar kışkırtılarak cenazeye katılan kitleye saldırtıldı. Bundan sonra 19 Aralıktan 26 Aralıka kadar, MİT’in içindeki kontrgerillanın yönlendirdiği, MHP’nin gençlik örgütü, önceden işaretlenen Alevi evlerine saldırdı. Aleviler ve solcular hunharca katledildiler. Saldırıya uğrayan, evleri, işyerleri yakılıp yıkılan Alevi ve devrimci insanlar Maraş’ı terk etmek zorunda kaldılar. 12 Eylül faşist darbesine koşulların olgunlaşması bu yolla sağlanmıştı.”
Açıklamanın devamında, Maraş katliamının sorumlularının gerçek anlamda yargılanmadığına ve devletin çeşitli oyunlarıyla salıverildiklerine dikkat çekildi. Devletin bu katliamcı zihniyetinin Roboski’de de görüldüğüne ve aynı Maraş’ta olduğu gibi Roboski’de de sorumluların bilinmesine rağmen olayın üstünün kapatılmaya çalışıldığına değinildi. Basın açıklamasına şu sözlerle son verildi: “Bu durumda adalet nasıl sağlanacak? Adalet yoksa demokrasi ve özgürlük nasıl olacak? Bir daha aynı şeylerin yaşanmamasının mahşeri vicdanı nasıl kurulacak? Yaptırım olmayan bir suç, her daim işlenmeye açık değil mi yoksa? 2014 yılının sonuna geldiğimiz süreçte bu anlayış devam ediyor ve bu durum, katliamlar tarihinin makûs tekerrürü değilse ne?”
Açıklama sloganların ardından sona erdi.