
Her gün sabah gün ışımadan kalkar servis şoförleri. İnsanın canı evde kahvaltı çekmez. Çekse bile vakit yoktur. Servis şoförlerinin geçerken uğradığı, beş dakika içinde çayını yudumladığı, ayaküstü bir şeyler atıştırdığı çay ocakları mutlaka vardır. Genellikle çaya doymak için duble bardakları bulunur şoförlerin arabalarında. Önceden belirlenmiş güzergâhta saatini, dakikasını hesaba katmak zorundadır.
Birer ikişer servis arabasını doldurmaya başlar. Araba doldukça servisin içi şakalarla neşelenir. Mutlaka servis içinde takılacak birisi veya bir mevzu bulunur. Dinlenememiş yorgun yüzlü işçiler genelde kendi sorunları hariç her konuda konuşur, şakalaşırlar. Servis şoförü geride kimseyi bırakmak istemez. Zamanında varır yolcusunu alacağı durağa. Eğer kendisi erken durağa varmışsa o saati bekler. Ama genel kural servis beklemez, servis beklenir.
Servis şoförlerinin çoğunluğu emekli olmuş insanlardır. Destek primi yatırarak az masrafla asgari ücretin bile altında aylık alırlar. Borca girip, ya da o güne kadar biriktirdiği parayla araba sahibi olanlar da çıkar aralarından.
Ya borcu ya da okuyan, yeni evlenen çocuklarıdır emekli olup da çalışmalarına neden olan. Kahve köşelerinde boşuna vakit geçirmek istemezler. Yetmeyen emekli maaşlarına ek gelir peşindedirler. Arabası kendine ait olanlar da diğerlerinden farklı değildir. Mazot, vergi, arabanın bakım masrafları derken onlar da servis şirketleri karşısında çaresizdir.
Fabrika önlerinde servis arabalarıyla işçilerin gelmesini beklerken kırmızı şapka ve önlükleriyle UİD-DER’li işçileri görürler genellikle. Önce kuşkuyla bakarlar ama bu kırmızı şapka ve önlüklü insanların sohbeti, tavırları onlara yabancı gelmez. “Çalışma saatleri kısaltılsın, ücretler yükseltilsin” diye fabrikadan çıkan işçilere bülten verirken görürler. Bu kırmızı şapka ve önlüklüleri her ay görürler fabrikanın önünde.