
Adana’dan UİD-DER’li işçiler olarak fabrikaların önlerinde işçilere İşçi Dayanışması bültenimizi dağıtmaya, işçilerle sınıfımızın sorunları üzerine konuşmaya devam ediyoruz. Birkaç gün önce gittiğimiz bir fabrikada yaşadığımız, işçilerin patronlar sınıfına karşı mücadele ederken, aynı zamanda sendika bürokratlarına ve çıkarlarını bürokrat sendikalarda gören sözde işçi temsilcilerine karşı da mücadeleye girişmelerinin kaçınılmazlığını gösteren acı bir olaydır.
Gittiğimiz fabrikada bir taraftan bültenlerimizi işçilere verip sohbet ederken, diğer yandan “Düşük Ücretlere Uzayan İş Saatlerine ve Taşeronlaştırmaya HAYIR” kampanyamızdan bahsediyor ve kampanya bildirilerimizi dağıtıyorduk.
Birinin, bir arkadaşımızın fotoğrafını çekmeye çalıştığını gördük ve duruma müdahale ettik. Kim olduğunu, fotoğraf çekmek için kimden izin aldığını sorup fotoğraf çekmesini engelledik. Kendisinin fabrikada işçi temsilcisi olduğunu söyledi. Bu fabrikada bir sorun olmadığını, bu fabrikanın sendikalı bir fabrika olduğunu, sendikasız fabrikalara gitmemiz gerektiğini ve hatta bültenimizde ÜLKER firması hakkında, onu kötüleyen haberler çıktığını söyledi. Kim olursa olsun bize müdahale edemeyeceğini, hangi fabrikaya gidip gitmeyeceğimize bizim karar vereceğimizi, ayrıca ÜLKER hakkında çıkan haberin de yalan olmadığını ve bizzat oradaki işçilerle görüşülerek yapıldığını söyledik. Sorun olmadığını söylediği fabrika, taşeron çalışmanın da olduğu ve işçilerin düşük ücretlere çalıştığı bir fabrika. Eğer işçi temsilcisiyse, UİD-DER gibi bir işçi örgütüne bu şekilde yaklaşamayacağını, UİD-DER’in işçiler tarafından kurulmuş ve işçilerin patronlara karşı birleşik mücadelesini savunan bir örgüt olduğunu söyledik. Kendini işçi temsilcisi olarak tanıtan bu patron temsilcisi “burada dağıtamazsınız” dediyse de işçiler ona aldırmadan bülten ve bildirilerimizi almaya devam ettiler. İşçiler servislere bindikten sonra yere atılmış bir tane bildiri ve İŞÇİ DAYANIŞMASI bülteni bile görmememiz, bu patron yalakası sözde işçi temsilcisine verilen iyi bir yanıttır. Biz fabrikalara gitmeye, işçilerle sorunlarını paylaşıp UİD-DER’in fikirlerini ve mücadele deneyimlerini onlara taşımaya devam edeceğiz. Ne var ki bu yaşadığımız olay, işçilerin sendika bürokratlarına karşı verdiği mücadelenin daha aşağılardan, gerçek işçi temsilcileri seçmekten geçtiğini göstermiştir.