
Merhaba kardeşler,
Biz Gazi Üniversitesi Kazan Meslek Yüksekokulu’nda okuyan öğrencileriz. Okulumuz bu yılın başında Ankara’nın Gölbaşı ilçesinden Kazan ilçesine taşındı. Kazan’da ulaşım sıkıntısı yaşıyoruz. Sıkıntımız, otobüslerin mesai saatleri içerisinde yeterli olmaması. Kazan ilçesinde var olan ulaşım sorunu, okulumuz buraya taşınınca bizi de etkiledi. Biz de ulaşım sorununu en aza indirmek için 2 ay kadar bir süre imza kampanyası yürüttük. Sizlere bu mektupta yaşadığımız süreci anlatacağız.
İmza kampanyamızı okulumuzdaki öğrencilere, çalışanlara, Kazan’da bulunan TOKİ bloklarında oturan emekçilere ve duraklarda karşılaştığımız insanlara anlattık. Karşılaştığımız insanlardan iyi tepkiler de aldık kötü tepkiler de... Karşılaştığımız insanların birçoğundan “daha önce günde sadece iki defa geliyordu”, “önceden daha az geliyordu” gibi tepkiler aldık. Biz de bunun böyle olmaması gerektiğini, ihtiyacımız kadar otobüsün gelebileceğini, isteseler otobüs sayısını arttırabileceklerini anlattık. Bunları anlattıktan sonra da, “daha önce de imzalar topladık, ancak bu kadar gelebildi” dediklerini gördük. Evet, belki bu kampanyayla ulaşım sorunumuzu çözemeyeceğiz ama hiçbir şey yapmamaktan iyidir. Biz biliyoruz ki ağlamayan bebeğe mama yok. Bazı insanların yüzümüze kapı kapattığı oldu. İnsanlar güvenemiyorlar kimseye. Öyle bir sistemdeyiz ki, yabancılaşmışız birbirimize... Motivasyonumuzu düşürmedik, insanlara derdimizi anlatacaktık ve dertlerini dinleyecektik. Birkaç abla bizi evine davet etti. Yaşlı amca ve teyzeler bizi çocukları gibi görüp destek verdiler. Otobüste, dışarıda karşılaştığımızda, kırk yıldır tanışıyormuşuz gibi bizi selamlıyorlar. Bu da bize daha çok güç ve enerji verdi. Birkaç gün iki arkadaşımız daha bizimle birlikte imza toplamaya geldi. Kantinci ablamız da bize destek verdi. Bir imza föyü de ona verdik ve onu bize doldurup getirdi. Oturduğu çevrede herkese anlatıp imza attırmış. “Biz Kazan’a gitmiyoruz” diyenlere de “Kazan’da öğrenciler, işçiler ulaşımdan mağdur, biraz empati kurun” diyerek duyarlılığı arttırmış.
Ulaşım en temel haklarımızdan birisidir. Bizim vergilerimizle geliyor o otobüsler. Ama bize geç geliyor! Dersimize, işimize geç kalıyoruz ya da erkenden gidip bekliyoruz. Bazı insanların durumlarını kabullenişlerini gördük. Ancak her insan biraz durup dinlediğinde haklı olduğumuzu söylüyor. İmzalarımızı teslim ettik, belediye başkanı ne kadar dikkate alır bilemiyoruz ama elimizden geleni yaptık. UİD-DER olmasaydı belki bizim bunlardan haberimiz olmayacaktı. Belki dert edinmeyecektik. “Bize ne ya” deyip geçecektik. Kendi gücümüzün farkında olmayacaktık. UİD-DER deneyimleriyle bize ışık tutuyor ve biz gençler kendi çevremizde bir şeylerin değişebileceğine tanık oluyoruz.