Sermayenin hizmetkârı AKP hükümeti, MESS’in ve metal patronlarının imdadına yetişerek metal işçilerinin grevini yasakladı. Sendikal hak ve özgürlüklere darbe indiren AKP ve patronlar, işçi sınıfının mücadelesinin önüne geçmeye çalışıyorlar. Metal işçisinin örnek bir mücadele vermesi hem AKP’yi hem de patronları korkutmaktadır. Bu nedenle AKP ve patronlar, kendi koydukları yasaları bile çiğneyerek grevi yasaklamışlardır.
Grevlerin yasaklanmasının ardından Birleşik Metal-İş Sendikası bir açıklama yayınlayarak toplu sözleşme ve grev hakkına darbe indirildiğini ve grev hakkını gasp edenlerle aynı masaya oturmayacaklarını ifade etti. Sendika yönetimi üretimden gelen gücün kullanılacağını ifade ederken, işçiler inisiyatif alarak işyerlerini işgal etmeye başladılar. İstanbul’da Ejot ve Paksan, Bilecik’te ise DEMİSAŞ işçileri, grevin yasaklanmasına tepki göstererek işyerlerini işgal ettiler.
Metal işçileri fabrikaları işgal ederek nasıl bir mücadele verilmesi ve MESS’e nasıl yanıt verilmesi gerektiğini net bir şekilde ortaya koyuyorlar. Metal işçisinin yolu mücadele yoludur. UİD-DER her yerde metal işçisinin onurlu mücadelesini destekliyor.
Birleşik Metal-İş’ten Açıklama
Toplu Sözleşme ve Grev Hakkına
DARBE
Grev Hakkımızı Gasp Edenlerle Aynı Masaya Oturmayacağız
Bakanlar Kurulu bugün almış olduğu işçilerin grev hakkının ortadan kaldırılması kararıyla bir kez daha sermaye ile işçiler arasında kimden yana olduğunu ortaya koymuştur.
Bakanlar Kurulunun bu kararı “milli güvenlik” denilen şeyin gerçekte sermayenin güvenliğinden başka bir şey olmadığını ve Bakanlar Kurulunun gerçekte sermayenin bir kurulu olarak hizmet verdiğini açıkça kanıtlamıştır.
Kendilerine dayatılan ücret zamlarını ve çalışma koşullarını kabul etmeyen on binlerce metal işçisinin grev yolu ile hak arayışı ertelenmemiş ortadan kaldırılmıştır.
Bakanlar Kurulunun kararı, Danıştay tarafından iptal edilmedikçe yeniden grev başlayamaz. Bu nedenle erteleme değil hak gaspı söz konusudur.
Bugüne kadar sermaye ve sarı sendikanın işbirliği yolu ile mücadeleleri engellenmeye çalışılan metal işçilerin mücadelesi, bu kez de hükümetin bu ikiliye verdiği destekle ezilmeye çalışılmaktadır.
Birleşik Metal-İş Sendikası ve üyeleri grev kararı aldıkları zaman bir şeyin altını kalın çizgilerle çizmişlerdir: Bedeli ne olursa olsun onu ödemeye hazırız!
28 Ocak tarihinde ÇSGB’da “taraflar anlaşarak YHK’ı özel hakem belirlesinler” teklifi sendikamız tarafından “arabulucu istemiyoruz, hakkımızı istiyoruz” diye yanıtlandığından şimdi bunu grevin kaldırılması kararıyla gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar.
Biz her türlü olasılığı düşünerek grev kararımızı aldık.
Bakanlar Kurulu kararının yasal sonucu 60 gün boyunca ile arabuluculuk kurumu devreye girecektir.
Açık ve net söylüyoruz: Grev hakkını gasbeden bir hükümetin belirleyeceği hiçbir arabulucuyla ve işçilerin hak mücadelesine saygı göstermeyi öğrenemeyen sermaye örgütüyle bu süreçte aynı masaya oturmayacağız.
Grevin durdurulması kararının işçilerin mücadelesini engelleyerek işyerlerine barış getireceğini sananlar yanılıyorlar.
Aksine bu karar mücadele azmimizi bilemiştir.
Bir kez daha söylüyoruz. Arabulucu değil hakkımızı istiyoruz. Alıncaya kadar üretimden gelen gücümüz de dâhil meşru mücadele yöntemlerini kullanmaya devam edeceğiz.
Bu karar bizi rahatsız ettiği gibi, bu kararla rahatlamayı umanları da rahatsız edecek.
Üstelik misliyle!
Sadece işyerlerinde değil, sokaklarda da!
Sonuçlardan biz sorumlu değiliz. Sorumlu olanlar hakkımızı gasbedenler yani AKP iktidarı ve dağılmaya başlayan sermaye örgütü MESS’tir.
MESS üyesi işverenler şunu iyi anlasınlar: İşbirlikçi ve dayatmacı düzen ortadan kalkmadıkça bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.
BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI
Genel Yönetim Kurulu