13 Mayıs 2014’te Manisa’nın Soma ilçesinde Soma Holding’e ait bir kömür ocağında patlama meydana gelmiş, 301 sınıf kardeşimiz katledilmişti. Alınmayan güvenlik önlemleri, yemek masalarında kayda geçen denetimler, facianın ardından yapılan fütursuz açıklamalar acımızı ve öfkemizi arttırmış, yerin derinliklerinden çıkarılan işçilerin cansız bedenleri yüreklerimizi dağlamıştı. 301 işçinin katledilmesinden sonra, Soma Kömür İşletmeleri’nin işlettiği Eynez ocağında üretim durdu. İşçilere söz verilmesine rağmen ücretleri ödenmedi ve işten atıldılar. Aynı işletmenin diğer ocaklarında da işçiler işten atıldılar. Somalı madenciler, yaşanan katliamın acısını dindiremeden işsizlik ve sefaletle karşı karşıya kaldılar.
Tüm bunları yapan Soma Holding’in patronları değilmiş gibi, yine sermayelerini akıtacakları kârlı bir iş alanı bulma arzusuyla dolup taşmışlar. Madenciliğin yanı sıra termik santral kurulması işine girmeye karar vermişler. İstihdamı ve yerli üretimi arttıracaklarının garantisini vererek, iş sağlığı ve güvenliği hususunda dikkatli olacaklarına hem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nı hem de Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nu ikna etmişler! Amasya’nın Suluova ilçesinde yeni bir termik santral kurulması için ön lisans izni isteyen Soma Holding A.Ş.’ye bağlı Gürmin Enerji Madencilik adlı firma, gerekli izinleri almış. Daha Soma katliamının hesabı sorulmadan, başvurunun 6 ay gibi kısa bir sürede sonuçlanması ve izinlerin verilmesi, 301 işçiye ve geride kalan ailelerine verilen önemi ortaya koymaya yetiyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, katıldığı VI. Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı’nın açılış töreninde, Soma Holding’e yeni termik santral izninin verilmesiyle ilgili açıklamada bulundu. “Bizim şahsi üzüntümüz, sıkıntımız, prestijimizden ziyade, burada ülke menfaatleri önemli” dedi. Yüzlerce işçinin katledilmesinde en az Soma Holding’in patronu kadar suçlu olan Bakan aslında neye, kime hizmet ettiklerini açıktan açığa söylüyor. Demek istiyor ki, “işçilerin ölmesi bireysel olarak bizi üzebilir. Ancak sermaye sınıfının menfaati her şeyin üstündedir. Patronların menfaati, bu ülkenin menfaatidir. Aslında biz bu ülkeye hizmet ediyoruz derken, patronlar sınıfına hizmet ediyoruz.” Bu kadar pervasızca konuşabilme cesaretini, bizlerin örgütsüz oluşundan alan patronlar ve onların siyasetçileri işte bu kadar fütursuz olabiliyorlar. Biz işçiler örgütlü olmadıkça, patronlar sınıfının işçi sınıfına yaptığı saldırılar artarak devam edecek. Patronlar sınıfının saldırılarına dur demek için örgütlenelim, mücadele edelim!