17 ay önce işe giren bir işçi arkadaşlarının ayağını forklift bıçağı kesmiş. Bu kazanın üzerinden çok geçmeden arkası gelmiş. Bir süre sonra 40 yaşlarında bir işçinin üzerine her biri 60 kilo civarındaki 5 kasa düşmüş. İşçinin üzerine neredeyse 3 katlı bir daire yüksekliğinden düşen bu kasalar nedeniyle omzunda, ayaklarında kırıklar oluşmuş. İşçi arkadaşının burnu da parçalanmış. Yine birkaç gün sonra kalıp tamiratı yapan bir işçinin alnına kalıbın sivri ucu gelmiş ve kesikler oluşmuş. Üstelik bu işçi arkadaşımız acile kendi gitmiş; alnına dikiş attırıp işe geri dönmüş ve çalışmaya devam etmiş. Anlattıkça anlatıyor ve birbiri arkasına sıralıyordu. Yine birkaç ay önce bir kadın işçi arkadaş aşırı çalışmaktan baygınlık geçirip kızgın körüğün üzerine düşmüş ve kolları yanmış.
Bunu anlatan işçi arkadaşım şimdi üzerine kasa düşen işçi arkadaşının bu kazayı geçirdiği yerde çalışıyormuş. Kendisinin de başına benzer bir kazanın gelebileceğini anlattı. Sendikalı olmalarına rağmen sendika temsilcilerinin pasifliğini kıramıyorlardı. Mücadele etmek zorundaydı. Üstelik sadece kendisi için değil birlikte çalıştığı diğer işçi arkadaşları için de bir şeyler yapması gerekiyordu. Bu pervasızlığı durdurmak için işçi arkadaşlarını da ikna edip birlikte değiştirmek üzere adım atmalıydılar.
Yaptığımız sohbetten birkaç gün sonra çalıştığı yerde bazı şeylere müdahale etmeyi başardığını anlattı. Önce forklifti kullanan işçi arkadaşıyla konuştuğunu ve onu dikkatli kullanması konusunda uyardığını, sonra sendika temsilcisine gidip kasaların üst üste yığıldığı yerin güvensiz olduğunu, böyle çalışmayacağını söyleyerek kasaların üç sıraya kadar düşürülmesini sağladığından bahsetti.
Elbette sorunlar sadece bir fabrikada yaşanmıyordu. Ya da bir fabrikadaki yaşadığımız sorunları biraz azaltınca her şey düzelmiyordu. Bu yüzden buna neden olan kapitalist düzene karşı mücadele etmemiz gerekiyordu. İşçi arkadaşımızla bunları da paylaştık. Ama sınıfımızın mücadele deneyinden öğrendiğimiz şeyleri birbirimize aktarmalıyız. Bunun yanı sıra da kendi çalıştığımız, yaşadığımız yerdeki sorunlara karşı mücadeleyi de ertelememeliyiz. Bunları yapmazsak patronlar sınıfına karşı da mücadele edemeyiz.