Merhaba dostlar. Biz Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde çalışan işçileriz. Yaklaşık bir yıl önce haklarımız için bir eylem yapmıştık. O eylem sonucu 50 arkadaşımız haksız yere işten atılmıştı. Atılan arkadaşlarımız başlarını önüne eğip gitmediler. 49 gün süren bir direniş yaşadık. Direniş sonucunda işten atılan arkadaşlarımız Üniversite bünyesinde işe alındı. Şimdi birçoğu hastaneden uzak birimlerde çalışıyorlar. Öncü işçilerin hastaneden uzaklaştırılması, taşeron patronunun ve Hacettepe Hastanesi yönetiminin arayıp da bulamadıkları bir şeydi. Çünkü şimdi hastane içinde haklarımıza saldırmaları daha da kolaylaştı.
Yılbaşından sonraki gün taşeron şirket patronu Malatya’dan kalkarak biz işçilerle toplantı yapmak için geldi. Resmi izinli sayılmamıza rağmen toplantıya katılımı şart koştular. Patron, toplantıda gayet babacan bir tavır sergileyerek maaşlarımıza zam yapılacağı “müjdesini” verdi. Fakat bu zam için zaten direniş sırasında söz verilmişti. Sanki bu durumu yeni bir şeymiş gibi söyledi. Toplantıda bir de kendi işimiz olmayan, can güvenliğimizin olmadığı işleri yapmama hakkımız olduğunu söyleyerek işçilerde sempati uyandırdı. Ama biz UİD-DER’li işçiler bu işin altında bir bit yeniği olduğunu biliyorduk. Bizi kandırdıklarını seziyorduk. Nitekim öyle de oldu. Bizim yüzümüze gülen patron müdürlere başka konuşmuş ki, müdürlerin bizlerle yaptığı toplantılar hiç de babacan bir tavırda olmadı. Yapılan zammın karşılığında hepimizin her işi yapacağını, bu parayı babalarının hayrına, kaşımıza gözümüze hayran oldukları için vermediklerini söyleyip durdular. Üstelik hastane yönetimi de kat kat gezerek artık hiç kimsenin işyerinde kahvaltı edemeyeceğini, telefonla konuşamayacağını, açık alanda dahi sigara içemeyeceğini, çay saatinin olmayacağını parmaklarını sallayarak söylediler. Üstelik ayın 10’u olmasına rağmen hâlâ maaşımız yatmadı. Birçoğumuz demişizdir “keşke patron gitmeseydi de bu olan biteni görseydi” diye. Peki arkadaşlar sorarız size: Gerçekten patronun bu olan bitenden haberi yok mu? Elbette ki var! Burada bu kadar sorun yaşanıyorken patronun nasıl olur da haberi olmaz? Patron söyledikleri ile kendini iyi göstererek, bizim onun yapacaklarına umut bağlamamızı istiyor. Ama patronun da bunu bize yapanlardan bir farkı yok. Onların bizi iyi polis, kötü polis oyunu ile kandırmalarına izin vermeyelim.
Biz ancak kendi sorunlarımız için bir araya gelip onlara çözümler üretirsek kazanırız. Ne şef, ne patron, ne hastane yönetimi bizim sorunumuzu kendiliğinden çözmez. Patronların bizleri kendi çıkarları doğrultusunda kandırmamaları için haklarını bilen, mücadeleci işçiler haline gelmemiz gerekir. İşte bizler bu yüzden UİD-DER’deyiz ve sizi de ortak mücadeleye çağırıyoruz.