
İşsizlik oranları her geçen ay biraz daha yükseliyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) mevsimsel etkilerden arındırarak açıkladığı verilere göre, Kasım 2014’te işsizlik oranı %10.7 olarak gerçekleşti. Böylece işsiz sayısı 3 milyon 120 bine çıkmış oldu.
Yüzde 10.7’lik oran, Ekim 2010’dan beri en yüksek oran olurken, 3 milyonu aşan işsiz sayısı ise ekonomik kriz yılı olan 2009 Ağustosundaki işsiz sayısını geride bıraktı. Görüleceği üzere işsizlik, düzenli olarak tırmanmaktadır.
Üstelik bu veriler gerçeği yansıtmamaktadır. DİSK-AR yaptığı açıklamada, gerçek işsizliğin çok daha yüksek olduğuna dikkat çekti: “Kasım 2014 döneminde resmi işsizlere, umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 4 haftadır iş arama kanallarını kullanmayan ve işe başlamaya hazır olduğu halde bu nedenle işsiz sayılmayanlar (umutsuzlar ve diğer) dâhil edildiğinde işsizlik oranı yüzde 17,5, işsiz sayısı da 5 milyon 473 bin kişi olarak gerçekleşti. İşinden memnun olmayan ya da daha fazla çalışmak istediği halde düzgün işler bulamadığı için çaresiz kısa süreli işler yapanlar (eksik ve yetersiz istihdam edilenler) ilave edildiğinde işsizler ve çaresizlerin toplam sayısı 6 milyon 569 bin kişi olurken bunların istihdam içindeki payı ise % 21 oldu.”
AKP hükümeti sürekli olarak ekonominin büyüdüğünü söylüyor. Büyüme oranlarında belirli bir düşüş olsa da ekonominin büyüdüğü doğrudur. Ancak bu büyümeye rağmen istihdam yaratılamıyor. Çünkü kârlarını daha fazla artırmak isteyen kapitalistler, iki üç işçinin yapacağı işi bir işçiye yaptırıyorlar. Diğer taraftan, işçilerin ücretlerini düşük tutarak onları fazla mesailere mecbur bırakıyorlar. Çalışma saatleri 12 saate çıkarken, sermaye sınıfı işçileri iliklerine kadar sömürerek düşük istihdamla yüksek kârlar elde ediyor. Aslında işçilerin gerçekleşen iş kazalarında sakatlanması ve iş cinayetlerine kurban gitmesi de bu gerçeği gözler önüne seriyor. Üretim maliyetlerini düşürmek isteyen kapitalistler, bir taraftan gerekli önlemleri almazken, öte taraftan da işçileri uzun saatler boyunca yoğun tempoyla çalıştırıyorlar. Böylece iş kazaları ve iş cinayetleri kaçınılmaz hale geliyor.
issaatleri.jpg [1]

İşsizliğin esas nedeni kapitalist kâr düzenidir. Kapitalist sistemin dünya ölçeğindeki krizi devam ediyor. Bir zamanlar %11’lik büyümeler kaydeden Çin ekonomisi bile giderek daha düşük oranlarda büyümektedir. Ekonomik büyüme oranları ABD’de de düşerken, Avrupa’da ise ekonomi genel olarak yerinde saymaktadır. Kriz Türkiye ekonomisini de etkilemektedir ve önümüzdeki dönemde daha fazla etkileyecektir. Kârlarını yüksek tutmak isteyecek olan patronlar, krizin faturasını işçilere kesmek isteyeceklerdir. Bir taraftan işçileri işten atarken, öte taraftan krizi fırsata çevirerek sıfır zam dayatacak, iş saatlerini daha da uzatacak ve işçileri düşene kadar çalıştırmak isteyeceklerdir. Suriyeli göçmenleri de tepkileri yatıştırmak için kullanmaya devam edeceklerdir. Buna karşı tüm işçiler uyanık olmalı, işsizliğin esas sorumlusunun kapitalizm olduğu unutulmamalıdır. Patronların saldırılarını durduracak olan ise işçilerin örgütlü bir şekilde mücadele vermesidir.