
DİSK’e bağlı Dev Sağlık-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan ve 80 gündür direnişte olan Maltepe Üniversitesi Hastanesi işçileri, 25 Şubatta sabah erken saatlerde “köşk” denilen yönetim binasını işgal ederek rektörle görüşmek istediklerini bildirdiler. Kadın işçilerin bina içinde yaptığı eylemde, balkona “Atılan İşçiler Geri Alınsın” pankartı asıldı. Yıkılma tehlikesi olan balkonda durmak riskli olduğu için kadın işçilerin bir kısmı binanın çatısına çıkıp orada eyleme devam etti. İşçiler bir saati aşkın bir süre bina içinde sloganlar atarak taleplerini bildirdiler. Binaya Rektör yerine polisler geldi. Polis, aralarında Arzu Çerkezoğlu’nun olduğu işçilere saldırıp gözaltına aldı. İşçiler, Gülsuyu Karakolu’nda ifadeleri alındıktan sonra akşam saatlerinde serbest bırakıldılar. Geceyi uykusuz, günü de eylemde ve karakolda geçiren direnişçi işçiler akşam da Maltepe içindeki yürüyüş ve basın açıklamasında dayanışmaya gelenleri karşıladılar.
İşçiler, dayanışmaya gelenlere eylemlerini coşkuyla anlattılar. İşçiler, İşçi Dayanışması’na eylemlerini şöyle anlattılar: “Kadınlar olarak geceyi çadırda geçirdik, eylemi yapmaya karar verdik, sabah kahvaltıya çağırdığımız arkadaşlarımızla beraber 07.45 gibi köşke girdik, balkona çıktık, pankartımızı astık, balkonun çökme riski olduğu için bir kısmımız çatıya çıktık. Bir saat boyunca ‘Sendika Haktır, Engellemez’, ‘Direne Direne Kazanacağız’ ve direniş boyunca attığımız tüm sloganları attık. Rektörle konuşmak istediğimizi söyledik. Rektör gelmedi, onun yerine Başhekim geldi, hastanenin müdürü geldi, temizlik müdürü geldi, Dekan geldi ama Rektör gelmedi. Hatta Rektör, şoförünü bile gönderdi, şoförü geliyor emir vermeye kalkıyor. Sonuçta Rektör gelmedi ama her bir işçiye 3-4 tane düşecek şekilde polis gönderildi üzerimize. Polis geldiğinde çatıdan atlayacağını söyleyen bazı arkadaşlarımız oldu, bu yüzden itfaiye de geldi. Daha sonra polisler tarafından zorla çekiştirile çekiştirile arabalara götürüldük. Sanki suç işlemişiz gibi kafalarımıza bastırmaya çalışıyorlardı. Erkek arkadaşlarımızdan birinin kolu çıktı, birinin kolu kırıldı. 80 gündür çadırdayız, rektör bizimle görüşmüyor. 2 haftadır ‘bekleyin, bir şeyler düşüneceğiz’ deyip oyalıyor. Bizi günden güne atlatıyor, ‘2 hafta bekleyin’ dediğinden bu yana 2 hafta geçti, biz de böyle bir eyleme karar verdik, bu bizim hakkımız, direne direne kazanacağız!”
Akşam 17.30’da gerçekleştirilen yürüyüş ile polis saldırısı kınandı. Tabipler Odası, Eğitim-Sen 5 No’lu Şube, Anadolu Yakası Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Genel-İş Sendikası 1 No’lu Şube yönetici ve üyeleri, Enerji-Sen ve UİD-DER’in aralarında bulunduğu birçok demokratik kitle örgütünün yanı sıra Maltepeli emekçilerin katılımıyla yüzlerce kişinin güç verdiği bir yürüyüş düzenlendi. Yürüyüş boyunca sloganlar atıldı, çevredeki insanlara dayanışma çağrısında bulunuldu. Arzu Çerkezoğlu bir konuşma yaparak katılımcıları selamladı. Kadın işçilerin mücadeledeki yerinin önemini vurgulayan Çerkezoğlu, konuşmasında süreci özetledi. Katılımcılara teşekkür edildikten sonra direniş çadırına doğru yürüyüşe devam edildi. Çadır önünde halaylar çeken işçiler, mücadelede kararlı olduklarını söylediler.
Konuştuğumuz bir direnişçi kadın işçinin verdiği mesaj anlamlıydı: “Bugün mücadele eden arkadaşlarımız daha da çelikleştiler. Mücadeleye ve örgütlü olmaya daha çok inandılar. Mücadele etmenin gücünü gördüler. Arkadaşlarımızı bugünkü eylemde yapılan baskı ve gözaltılar yıldırmadı. Güçlü bir irade gösterdiler. Dışarıdan görenler, yaşamamış olanlar böyle bir mücadele vermekten korkuyor ama bu başımıza gelenlerden korkacak bir şey yok. İnsan yaşayınca korkulacak bir yanı olmadığını daha iyi anlıyor. Sermayenin istediği korkmamız! Köle gibi çalışmaktansa onurlu bir mücadele vermeliyiz!”