
Türk-İş Başkanlar Kurulu, AKP hükümetinin kıdem tazminatı ile ilgili düzenlemeleri yeniden gündeme taşımasını protesto etmek üzere çeşitli eylemler gerçekleştiriyor. Bu doğrultuda, İstanbul’da 25 Şubatta Beyoğlu Tünel’den Galatasaray Meydanı’na kadar bir yürüyüş gerçekleştirildi. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikaların İstanbul’daki şubeleri katıldı. UİD-DER’li işçiler de eyleme katılarak, kıdem tazminatının gasp edilmesine karşı işçileri mücadeleye çağıran bildiriler dağıttılar.
Türk-İş’e bağlı sendikalardan Tes-İş, Tez-Koop-İş, TÜMTİS, Haber-İş, Belediye-İş, Türkiye Denizciler Sendikası, Demiryol-İş, Harb-İş, Türk Metal eyleme katıldı. Üsküdar Belediyesi’nde Güvenlik-İş’e üye oldukları için işten atılan 10 güvenlik işçisi sendikalarıyla birlikte eyleme katıldılar. Sütaş ve Namet’te sendikalaştıkları için işten atılan ve direnişte olan işçiler de kortejde yerlerini aldılar. Yürüyüş boyunca işçiler, kıdem tazminatının gasp edilmek istenmesine karşı öfkeyle sloganlarını yükselttiler, AKP hükümetini protesto ettiler.
Galatasaray Lisesi önünde basın açıklamasını, Türk-İş Marmara Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak gerçekleştirdi. Açıklamadan önce kitlenin, işçi sınıfı mücadelesinde yaşamını yitiren işçiler için değil de burjuva devlet liderleri için saygı duruşuna davet edilmesi ve konuşmalarda şovenist bir dil kullanılması dikkat çekti.
Faruk Büyükkucak, yıllardır ülkede uygulanan ekonomik ve sosyal politikalarla çalışanların cendereye alındığını, istikrar adına fedakârlığa zorlandığını, yaşama ve çalışma koşullarının zorlaştığını ve sendikal örgütlenmenin ağır saldırıların hedefi olduğunu ifade etti. Özelleştirme ile kamu kaynaklarının sermayeye hediye edildiğini söyledi. İstihdamda taşeron uygulaması ile sömürü çarkının hızlandırıldığını ve esnek istihdam modellerinin yaygınlaştırılmak istendiğini belitti.
Ülke ve çalışanlarının bir yol ayrımında olduğuna işaret eden Büyükkucak, sermaye kesiminin hükümet eliyle özel istihdam büroları, evden çalışma, uzaktan çalışma gibi uygulamalarla yeni saldırı hazırlığında olduğunu vurguladı.
Bu saldırıların amacının sendikasız, örgütsüz, güvencesiz sömürü düzenini pekiştirmek olduğunu ifade eden Büyükkucak, hükümetin şimdi de kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldırmak için kamuoyu oluşturmaya çalıştığını söyledi. Açıklama şu sözlerle devam etti: “Kimse yapılmak istenen düzenlemenin, özellikle özel sektörde çalışan ve sendikalı olmayan işçinin fiilen alamadığı kıdem tazminatını almaya yönelik olduğunu ileri sürmesin. Bu konuda işverenin tutumu çok iyi bilinmektedir. Çalışanların kıdem tazminatına hak kazanması için girdi-çıktı yapanlar, işçiyi istifaya zorlayanlar, istifa dilekçesi alarak işe başlatanlar, özellikle vasıfsız işçilerin kıdemi fazla artmadan işlerine son verenler işçiler tarafından çok iyi bilinmektedir. Kimse timsah gözyaşı dökmesin. Bunları ortadan kaldırmanın yolu işçi hak ve özgürlüklerini genişletmekten, sendikal örgütlülüğü arttırmaktan, istihdam güvencesini sağlamaktan, taşeron çalıştırmayı engelleyen düzenlemelerden geçmektedir.”
Kıdem tazminatının işçi sınıfının ve Türk-İş’in kırmızı çizgisi olduğunu belirten Büyükkucak, Türk-İş Genel Kurulu’nun kıdem tazminatının fona devredilmesi, süresinin azaltılması gibi her türlü girişiminin karşısında cevabının genel grev olacağını söyledi.