
Antep’te kapanan Akteks fabrikasının işçileri içeride kalan ücretleri ve tazminatları için günlerdir mücadele ediyorlar. İşsiz kaldıkları yetmezmiş gibi haklarına da el konulan işçiler, bu duruma tepki göstermek için 27 Şubatta belediyeye yürüdüler. Belediyenin AKP’li başkanı Fatma Şahin yoksullukla boğuşan ve uğradıkları haksızlığa öfkeli olan işçilere “patronla empati kurun” diyerek “öğüt” verdi.
Belediyeye yürüyen işçilerle bir görüşme gerçekleştiren Fatma Şahin ve yardımcıları işçilerin sorununa çare bulmak yerine onlarla dalga geçer gibi gıda yardımı sözü verdiler ve öğütlerde bulundular. Fatma Şahin, ev kirasını ödeyemeyen, çocuklarına harçlık veremeyen, mutfakta tencere kaynatamayan işçilere “kader birliği içinde olduklarını” söyledi. Alın teri gasp edilen işçilere “alın teri kutsaldır” diyen Şahin, işçiliğin bütün zorluklarını bildiğini iddia etti. Şahin, Akteks patronunun sıkıntılı süreci yönetmeye çalıştığını, aslında iyi niyetli olduğunu ileri sürdü. Patronun zor durumda olduğunu söyleyerek işçilere “patronla empati kurun” dedi. Ancak Fatma Şahin’in içinde yüzdüğü zenginlik, sahip olduğu imkânlar işçilerle empati kurmasını engellemiş olacak ki tazminatların ve ücretlerin ne zaman ödeneceğine dair tek laf etmedi.
Şahin’in bu şekilde konuşması gayet normal, çünkü o milletvekili ve bakan olmadan önce Antep’te ünlü bir firmanın yöneticisiydi, sonra sermayenin sözcüsü olarak Meclis’e girdi. Sermayeye hizmetleri çok olmuş olmalı ki, AKP onu Antep Belediye Başkanı seçtirdi. Şimdi sermayenin hizmetindeki bu hanım, kalkmış işçilere “empati yapın” diyor.
İşçi patronla nasıl empati kursun? Üç kuruş paraya tükenircesine çalışan, hakları gasp edilerek işsiz kalan, açlıkla terbiye edilen işçiler patronlarla nasıl empati kurabilir. Zenginliğin içinde yüzen, gelecek kaygısı taşımayan, işçileri aldatmak ve sömürmek için planlar yapan patronları nasıl anlayabilir? Bu memlekette bir laf var: Tok açın halinden anlamaz! Bu elbette doğrudur. Empati ile karın falan doymaz. Borçlar kapanmaz. Çocukların ihtiyaçları kapanmaz.
Herkese anladığı dilden konuşmak gerekir. Akteks işçileri de tıpkı hakları gasp edilen diğer işçiler gibi empati kurmayı değil mücadele etmeyi seçiyorlar. Patronların anladığı dil budur.