
Tekstil sektöründe çalışan bir işçiyim. İşyerinden bir grup arkadaşımla beraber direnişlerinin 10. gününde Divan işçilerini ziyaret ettik. Tekstil işçileri olarak onların direnişlerine destek olmak istedik. Öğle yemeği molasını ayarlayarak gittiğimiz direniş yerinde işçi dostlarımız bizleri sıcak bir şekilde karşıladılar. Aramızda ilk defa direniş ziyaretine gelen arkadaşlarımız da vardı.
Gittiğimizde işçi dostlarımızla sohbet ettik. Nasıl direnişe çıktıklarını, hangi koşullarda çalıştıklarını anlattılar bize. Koç grubunun çalışma şartlarının iyi olduğu, işçilerin bir sorun yaşamadığı sanılır. Oysaki büyük küçük demeden her patron işçilere aynı şeyleri dayatır. İşçilerle konuştuğumuzda bunun örneklerini anlattılar. Pasta ve çikolataların envai çeşidini yapan işçiler, psikolojik baskıyla, müdürlerin hakaret ve baskılarıyla, düşük ücret ve ağır koşullarda çalışıyorlarmış.
Biz tekstil işçileri de benzer koşullarda çalışıyoruz. Patron zam ayı geldiğinde zam vermemek için bin türlü bahane buluyor. Düşük ücret aldığımız için birçoğumuz hafta sonları da çalışmak zorunda kalıyoruz. Birlik olan Divan işçilerinin bizim için iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum. İşçiler birlik olmadığı sürece patronların saldırı ve baskıları bitmeyecek.