
İsveç’te bir maden ocağında yerin 826 metre altında çıkan yangında yaşam odasına sığınan işçilerin tamamı yara almadan kurtuldu. Ülkenin Garpenberg şehrinde faaliyet gösteren Grindstugan madeninde dün sabah saat 09.00 sularında meydana gelen yangında, zehirli gaz ve duman madenin içini kapladı. Yaşam odalarına sığınmayı başaran işçiler, hiçbir zarar görmeden bir buçuk saat sonra madenden tahliye edildi. Böylece maden ocaklarında yaşam odalarının ne kadar hayati bir öneme sahip olduğu bir kez daha gözler önüne serildi.
Ukrayna’da katliam
Bu sabah saatlerinde Ukrayna’da savaşın sürdüğü Donetsk kentindeki Zasyadko kömür madeninde meydana gelen grizu patlamasında, ilk açıklamalarda 30’dan fazla madenciye ulaşılamadığı ifade edildi. Ancak daha sonra yapılan açıklamalarda en az 33 işçinin öldüğü, 30 işçiden de haber alınamadığı bildirildi. 73 işçinin hâlâ yerin altında olduğu ifade ediliyor.
Yerel maden güvenliği kurumu başkanı Tsymbalenko, kurtarma ekiplerinin çalışmalara başlayabilmesi için önce madendeki zehirli gazların boşaltılması gerektiğini belirtti. Ukrayna’da tüm şiddetiyle devam eden savaşa rağmen madenlerin faaliyeti de devam ediyor. Yangın faciasının meydana geldiği Zasyadko kömür madeni, bölgedeki yeni ve donanımlı ocaklardan biri olarak adlandırılıyor. Şimdiden 30’dan fazla işçinin öldüğü madende, 2007’de de büyük bir patlama meydana gelmiş ve 101 işçi hayatını kaybetmişti.
yasam-odasi.jpg [1]

“Yaşam odası” hayat kurtarıyor
Yaşam odaları 22 Şubatta Güney Afrika’daki bir madende çıkan yangından 486 işçinin sağ kurtulmasını sağlamıştı. AKP hükümeti, Türkiye’de yaşam odalarının madenlerde oluşturulmasına yönelik olumsuz tavrını sürdürüyor. Kıdem tazminatlarının fona devredilmesiyle ilgili basının sorularını yanıtlayan Çalışma Bakanı Faruk Çelik, bir muhabirin sorduğu soru üzerine İsveç’te meydana gelen kazayı değerlendirdi. Çelik, “İsveç’te maden yanmıyor. Mevzi bir yangın çıkıyor. Bununla ilgili yaşam odasına gidiliyor. Belli bir saat sonra yangın söndürülüyor. Farklı bir şey. Kömür madeni farklı bir şey” sözlerini sarf etti. Bakan, bu sözleriyle maden işçileri için hayati önemdeki yaşam odalarına dair kayıtsız tutumunu sürdürdü. Çelik aynı konuşmasında, AKP hükümetinin çıkardığı ve kâğıt üzerinde kalmaktan öteye geçmeyen iş güvenliği yasasının kendilerine “bol geldiğini” itiraf etti: “Çok modern iş sağlığı güvenliği yasası çıkardık. Maalesef biraz bol geldi bize. Kazalara baktığınız zaman. Ben savunmadım AB sürecindeyiz. AB yetkilileri geldiler. AB mevzuatına uygun.”
İki ayrı maden yangınında, iş güvenliği önlemlerinin alındığı ve yaşam odalarının bulunduğu madende bir işçi bile zarar görmezken, iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı diğer maden en az 33 işçiye mezar oldu. Türkiye’de yaşam odaları ve benzeri iş güvenliği önlemleri ya gereksiz ya da maliyet unsuru olarak görüldüğü için alınmıyor. Bunun soncunda her yıl binlerce işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitiriyor. Geçtiğimiz Şubat ayında en az 81 işçi hayatını kaybetti.
Lafa geldiğinde burjuva politikacılar bile iş kazalarının yüzde 98’inin önlenebilir olduğunu söyleyebiliyorlar. İş icraata gelince ayrı telden konuşuyorlar. İş cinayetleri sürüp gitmesine rağmen, Faruk Çelik çıkıp utanmadan “yasa bize bol geldi” diyebiliyor.