İki minicik çocuk bindi metroya, oturdular
Yanındaki kadın çantasından iki çikolata çıkarıp uzattı onlara
Biri minik kıza, diğeri abisine.
Çikolatayı aldıklarında, yüzündeki mutluluk ve utangaç tavırları
İnsanı insanlığından utandırıyordu
Gözleri ürkek ürkek etrafa bakıyordu
Aynı anda korkulu ve telaşlı
Çıplak ayakları ve üşümüş bedeniyle
Üzerinde hissettiği onlarca gözün bakışından
Utanıyordu…
Sürekli kaşınıyor, kim bilir bitlendi mi bilinmez.
Kaşıdığı her yeri kızarmış, çekingen bir şekilde kaşınıyor.
Bir evi yok ki ısınacağı, yıkanacağı ve rahat uyuyabileceği
Anne sevgisine, şefkate ve sıcacık bir eve hasret
Korunmaya muhtaç
Kendini mi korusun, yanındaki çıplak ayaklı kız kardeşini mi?
Ufacık bedeniyle abisi kol kanat germeye çalışıyor kız kardeşine
Savaş tacirleri, gözü dönmüş haydutlar
Koparmışlar onları evinden, yurdundan, anne ve babasından
Paramparça etmişler hayatlarını
Sanki tüm bunların suçlusu oymuş gibi utanıyordu.
Çocukların bakışları içini derinden acıtıyordu insanın
Öfkeyle doluyor insan, nasıl bir dünya bu!
Zalim, acımasız, adaletsiz
Hayatın bütün acımasızlığıyla duruyordu karşımda iki minicik beden
Görmüyordu ki vicdansız yürekler bu acıyı
Minicik çocuklar, gecenin bir vaktinde
Kalmışlar yapayalnız
Utanmayın çocuklar, utanmayın
Utanacak olan siz değilsiniz
İnsanlığı bu hale getiren, gözü dönmüş düzen temsilcileri
Utanın diyeceğim, ama utanmak nedir bilmezsiniz ki siz
Ama korkun, bu zalimliğin hesabını verirken
Sorulacak çünkü bunların hesabı, sorulacak…