Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > İşyerlerinden > Çeşitli sorunlar > Uyurken Biz…

Uyurken Biz…

Dudullu OSB’den bir metal işçisi

29.03.2015

Uzunca zamandır işsizsin ve “ah bir iş bulsam da çalışsam” diye çırpınıp duruyorsun. Her sabah önce telefona selam veriyorsun çağrılar varsa diye. Öyle ayılalım falan yok! En sersem halinle bakıyorsun aramalara. Alarm sesini çağrı zannediyorsun. Rüyanda başvuru formuna yanıt alıyorsun…

Çok uzatmayayım, eminim yaşamayanınız yoktur bunları. Sonra en olmadık vakit çalar telefonunuz. Karşıdaki ses sizi iş görüşmesine çağırır. Ama ne çağırma! Sanki dünyada bir tek sen varsın hissiyle süslenir, bir an önce gidersin fabrikaya. Ve fabrikada başlarsın beklemeye. Beklersin, beklersin, beklersin…

Sonra içeri alırlar seni. Kibarca bir yere oturturlar, çay ikram ederler ve genellikle kibarca reddetmek zorunda kalırsın. Ve başlar konuşmaya insan kaynakları sorumlusu. Sorular sorarak anlamaya çalışır seni ve kendini de anlatır: Bizim firmamız şöyle, bizim firmamız böyle, şöyle aileyiz, böyle iyiyiz vs. vs.

Ve sen zaten işsizlikten yanıp kavrulduğundan duymazsın bile çoğu şeyi. Varsa yoksa evet!

Fazla mesai? Evet!

Vardiya? Evet!

Uzaktan çalışma? Evet!

Yurtdışı? Evet!

Uyumadan çalışma? Evet!

Senden bütün evetleri alırlar sonunda! Ama yetinmezler bununla. Eğer işe alınırsan bu sefer kâğıtlar gelir imzalanacak birer ikişer. Neler yok ki içinde! Ama kimse sana “Al oku bunları” demez. İstesen de okuyamazsın. Önüne koyarlar kâğıtları: “Bak, şuraya okudum yaz, ismini soyadını yaz, imzala” diye yer gösterirler. Gel de oku bu durumda!

Ama… Sonra çıkar oyunları ortaya.

Maaşını arkadaşına söylersin, hemen çağırır iyi firmanın iyi müdürü seni içeri. “Bak imzaladığın formda ne demişsin, ‘Maaşımı arkadaşıma söylersem sözleşmem feshedilir.’ Ona göre, bir daha olmasın!”

“Ama okumadım ki” bile diyemezsin!

“Okusaydın!” der sana. 

Sonra işin çıkar; “zorunlu” mesaiye kalamazsın.

“Ama sevgili işçim, baştan kabul etmişsin zorunlu mesaileri. Şimdi niye böyle yapıyorsun?”

“Ama okumadım ki” bile diyemezsin!

“Okusaydın!” der sana. 

Bir gün bir bakarsın alakasız bir bölümde alakasız bir yerde çalışıyorsun. Sorarsın: “Yahu ben niye geldim buraya?”

“Sen istemişsin” der insan kaynakları müdürü. “’Ben her yerde çalışmayı kabul ediyorum’ demişsin. Aha da imzan!”

“Ama okumadım ki” bile diyemezsin!

“Okusaydın!” der sana. 

İşte böyle kendimizin cellâdı yaparlar bizi. Öyle ya imza bu! İnsan en çok da buna üzülüyor. İşsizlikle canımızı yakanlar, çaresizliğimizi, örgütsüzlüğümüzü fırsat bilip nasıl da kullanıyorlar okumadan imzaladığımız kâğıtları!

Her şeyimize dair söz söyleme ve hayatımızı belirleyecek kararları alma hakkını buluyorlar kendilerinde. Sonrada pişkince “İmzalamasaydın!” diyorlar.

Ama kötümser olmamak gerek elbet. Biz işçiler ne imzalar gördük örgütlü olunca hiçbir hükmü kalmayan!

Haklarımızı bilseydik imzalamazdık değil mi? Okusaydık anlardık oyunun vahametini.

Bunlar bizim bilmediğimizi biliyorlar. O yüzden yasa yasa deyip bizi türlü usulsüzlüklerle kandırabiliyorlar.

Biz uyurken bunlar oluyor. Peki, uyandığımızda ne olacak dersiniz?

Bunun da cevabını UİD-DER’le fabrikalarda, alanlarda, işçi semtlerinde yürüttüğümüz çalışmalarla vermeye çalışıyoruz ve tüm işçi kardeşlerimizi mücadeleye çağırıyoruz!

  • Çeşitli sorunlar [1]

Kaynak URL: https://uidder.org/uyurken_biz.htm

Links
[1] https://uidder.org/taxonomy/term/260