
İzmit Körfez Geçiş Köprüsü yapımında görev alan Japon mühendis Kishi Ryoichi, köprü halatının kopmasından kendisini sorumlu tutarak 21 Mart günü intihar etti. 51 yaşındaki Japon mühendis ölümünden önce “olayın sorumluluğu tamamen bana ait, kimsenin kusuru bulunmamaktadır” diye bir not bıraktı. Ancak gerçek durum böyle miydi?
Japon mühendisin halat kopmasından önce iş kazasına sebep vermemek için işçilere bir günlük izin verdiği ortaya çıktı. Bu nedenle halat koptuğunda can kaybı yaşanmadı. Yani riskli bir durumda çalışmayı durdurmak ve işçilerin yaşamını kurtarmak mümkün! Japon mühendis hayatına son verirken, tüm uyarılara rağmen, mesela Soma’da iş durdurmayanlar, Ermenek’te işçilerin öğle molasını gasp edenler, her ay yüzlerce işçinin hayatını kaybettiği iş cinayetlerinde hiçbir sorumluluk hissetmeyen yöneticiler bu durumdan en ufak bir ders çıkarmışlar mıdır? Japon mühendisin intiharı, köprüyü yaptıranların işçilere yönelik baskılarını azaltmış mıdır? Bizzat şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iş cinayetlerini “kader”, “fıtrat” olarak nitelendirerek bu konuda en ufak bir sorumluluk taşımadığını ortaya koymuştu. 10 işçinin öldüğü Torunlar Center’ın sahipleri de, Soma’da 301 işçiyi katledenlerin şirketleri de katliamların ardından ödüllendirildiler. Hiçbir sorumluluk taşımadılar, hesap vermediler.
İzmit Körfez köprüsünün yapımının bir an önce bitmesi ve seçim propagandalarına alet edilmesi için iş temposu her geçen gün arttırılıyor. İş yoğunluğunun artması neticesinde ölümcül kazalar kaçınılmaz hale geliyor. Japon mühendisin 50 işçinin hayatını korumaya çalışması, ancak bu gerçekler ortadayken tek sorumlu olarak kendini görmesi, canına kıyarak intihar etmesi son derece üzücü bir olay olmuştur. Halatın kopmasının da mühendisin canına kıymasının da asıl sorumlusu, köprüleri insan ihtiyaçları için değil, para ve seçim propagandası için yaptıranlardır. Nitekim intihardan sonra kullanılan malzemenin Türkiye’de üretildiği, Japon mühendisin hiçbir kusuru olmadığı ortaya çıktı.
İşçilerin hayatlarını korumak için örgütlenmekten başka bir çözüm yolu yoktur. İş yoğunluğunu, fazla mesaileri ve güvenlik önlemlerinin alınmamasını işçilerin birliği engelleyebilir.