
Patronlar sınıfı ve onların temsilcisi olan AKP hükümeti, her geçen gün saldırılarını artırıyor. İşçilerin kendi sorunları üzerine kafa yormaması, sorgulamaması hak aramaması için her türlü yola başvuruyorlar. Türlü türlü provokasyonlarla gündemi diledikleri gibi belirlemeye çalışıyorlar. Lakin işçi sınıfı içerisinde çalışma yürütenler olarak bizler de boş durmuyoruz. Patronlar sınıfının saldırılarını boşa çıkarma ve işçiler olarak kendi sorunlarımızın çözümü için birlik olma çağrımızı sürdürüyor, içinde yaşadığımız kapitalist sömürü düzenine karşı her geçen gün daha da artan öfkemiz ve hıncımızla çalışmalarımızı büyütüyoruz.
4 Nisanda Kartal’da kurduğumuz stantla yüzlerce işçiye, emekçiye, öğrenciye ulaştık. İşçi Dayanışması bültenimizdeki yazıları anlatarak kapitalist düzenin teşhirini yaptık; kurtuluşumuzun ancak kendi ellerimizde olduğunu anlattık. Pek çok sektörden işçinin sorunu yine ortaktı. “Düşük ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyamızın talepleri onların derdine çareydi. İşçiler kampanyamızı haklı buluyor ve desteklediklerini belirtiyorlardı. Pek çok meslek liseli öğrenci de bizleri can kulağıyla dinledi, kampanyamız hakkında bilgi almak istedi ve İşçi Dayanışması’nı okumak istediklerini söylediler. Stajyerlik adı altında sömürülen meslek liseli öğrencilerin ilgisini “Genç İşçi” sayfası çekti ve kendilerini anlattığını söylediler. Bizleri dinleyen işçiler-emekçiler ve öğrencilerin ortak duygusu şuydu; “Evet söylediklerinizde çok haklısınız. Eziliyor, sömürülüyoruz, haksızlığa maruz kalıyoruz. Ama bu sorunlarımızı çözmemiz mümkün mü?”
Açıktır ki bu devran hep böyle devam etmez. Bugün kendi gücünü görmeyen, birlik olacağına inanmayan işçiler, elbet bir gün ayağa kalkacak. Tıpkı işçi sınıfı tarihinde yaşanan nice örnek gibi… İşte o zaman bugün tepemizde tepişen egemenler, kaçacak delik arayacaklar.