Meksika’da ABD sınırına yakın Baja California eyaletinde 50 bin tarım işçisi çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve ücretlerinin yükseltilmesi için greve çıktı. Yapılan eyleme polisler saldırdı ve yüzlerce işçiyi gözaltına aldı. Günlük 8 dolar olan ücretlerinin 20 dolara çıkarılmasını ve daha iyi çalışma koşulları talep eden işçiler, ABD sınırına giden tek yolu saatlerce trafiğe kapattılar.
Meksika’da daha önce de 2014’ün Ekim ayında kapitalistlerin çıkarları doğrultusunda revize edilen eğitim sistemine karşı protestolar yükselmişti. “Eğitim reformu” adı altında çıkan yasaya karşı işçiler, öğrenciler grev ve eylem yapmışlardı. Bu öğrencilerden 43 tanesi polis tarafından kaçırılmış ve mafya yardımıyla katledilmişlerdi. Bu duruma öfkelenen yüz binler sokaklara dökülmüş ve “yeter artık!” demişlerdi.
2011 yılında 70 bin öğretmen Oaxaca eyaletinde daha iyi çalışma koşulları için grev yapmıştı. 2006 yılında 250 bin maden işçisi bir kömür madeninde yaşanan patlama nedeniyle 65 işçinin ölümünün ardından greve çıkmıştı. Bunların dışında da irili ufaklı birçok eylem ve grevlerde işçiler kapitalist sömürü düzenine öfkelerin haykırmışlardı.
Dünyanın 13. büyük ekonomisiyle G20 zirvesinde yer alan ve 2020 yılına kadar dünyanın 10. büyük ekonomisi olmayı hedefleyen Meksika’da, hükümet bu doğrultuda çeşitli yasalar çıkarıyor. Bu yasalardan işçilerin payına daha düşük ücret, daha fazla sömürü ve baskı düşüyor. Bu koşullara isyan eden işçiler, emekçiler, öğrenciler ise polis terörüyle karşı karşıya kalıyor. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD’nin 2014 yılında yayınladığı raporda Meksika gelir eşitsizliği bakımından Şili’den sonra ikinci sırada bulunuyor. Meksika ayrıca daha iyi yaşam koşuları umuduyla başka ülkelere göç veren ülkelerin de başında geliyor.
Meksika’nın komşusu dünya ekonomi devi ABD düşük maliyetler nedeniyle ucuz maliyetli ürünleri Meksika’dan alıyor. Aynı zamanda konumu gereği ve ucuz, nitelikli işgücünün fazla olması nedeniyle otomotiv, petrol, maden, metal firmaları da Meksika’ya yatırım yapmayı tercih ediyor. Bu durum Meksika burjuvazisinin iştahını kabartırken, işçi sınıfına düşük ücretler ve daha uzun çalışma saatleri düşüyor, işçiler iş kazalarında yaralanıyor ve ölüyorlar.
Örnekler Meksika’da kapitalizmin vahşetini, ülkedeki adaletsizliği net olarak yansıtırken, işçilerin hoşnutsuzluğunu ve biriken öfkesini de gözler önüne seriyor. Kapitalist sistemin krizi tüm devletleri daha fazla sömürüye ve daha çok polis devleti uygulamalarına iterken, işçilerin örgütlülüğünün önemini de açıkça ortaya koyuyor.