
Ben Türk Metal üyesi bir metal işçisiyim. Benim çalıştığım fabrikada da “işçi temsilcimiz” patronun personel müdürü gibi davranmaktan geri durmuyor. Toplu sözleşme imzalandığı ilk gün baş temsilci, sabah erkenden gece vardiyasından çıkan işçilere yaptıkları toplu sözleşmenin çok iyi olduğunu anlatıyor ve bizim de sendikamız ve imzaladığı toplu sözleşme ile övünmemizi istiyordu. Ama bizler biliyoruz ne sendikamız övünülecek bir sendika, ne de imzaladığı toplu sözleşme övünülecek bir toplu sözleşmeydi. Bir arkadaşımız tepki olarak “boşuna konuşma biz imzaladığınız toplu sözleşmede bize hiçbir hak almadığınızı, yine bizi sattığınızı çok iyi biliyoruz” dedi. Bu olaydan birkaç gün sonra o işçi arkadaşımız işten atıldı. Bu ve bunun gibi birçok örnek var Türk Metal’in yaptığı haksızlıklara dair sıralayabileceğim. Ama şu an için gerek yok. Biz metal işçileri yıllardır Türk Metal’den ne çektiğimizi gayet iyi biliyoruz.
Gün değişti, çark biz işçilerden yana döndü. Türk Metal’in yaptığı haksızlıklara artık yeter demenin günü geldi. Bursa’da metal işçisi arkadaşlarımızın Türk Metal çetesine karşı başlattığı kıvılcım artık metal işçilerinin ayağa kalktığının bir göstergesidir. Bu kıvılcımı ateşe çevirmek ve bu ateşin Türk Metal çetesi ile birlikte tüm metal patronlarını yakmasını sağlamak bizim elimizde. Biz metal işçileri Türkiye’nin her karışında ayağa kalkıp Bursa’da mücadele eden metal işçisi kardeşlerimizle dayanışmada bulunmalıyız. Metal işçilerinin örgütlü gücünü dosta düşmana göstermenin zamanı geldi de geçiyor. Gün durma günü değil, gün Türk Metal çetesinden kurtulma günüdür.