
Bursa’da metal işçilerinin başlattığı mücadele her geçen gün genişliyor. Renault, Tofaş, Coşkunöz, Mako’dan sonra Ototrim’de çalışan işçiler de üretimi durdurdular. İşçilerin hakları için ayağa kalkmasından korkan patronlar, işçilerin bir araya gelmesinin ve mücadelenin daha da büyümesinin önüne geçmeye çalışıyorlar. Nitekim bu sabah Ford Otosan üretime ara verdiğini açıkladı. Aynı şekilde Valeo ve Ototrim patronları da üretime ara verildiğini duyurdu. Bu şekilde işçilerin yan yana gelmesinin ve daha da önemlisi fabrikaları işgal ederek direnişi büyütmelerinin önüne geçmeyi hedefliyorlar.
Bir taraftan bu taktiklerle işçileri yalıtmaya çalışırken, öte taraftan metal patronları, MESS, hükümet, polis, Türk Metal ve sermaye medyası işçilere karşı birleşmiş durumda. İşçilerin hakları için ayağa kalkmasını görmeyen medyadan, “ülke zarar ediyor” propagandası yapılıyor. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan “eylemin zamanlaması manidar” diyerek metal işçilerinin eylemine şüphe düşürmek istiyor. İstiyorlar ki işçiler haklarını aramasın ve köle gibi çalışmaya devam etsinler. Otomotiv sektörünün nasıl büyüdüğünü ve kârların nasıl yükseldiğini övünerek anlatanlar, bu büyümeden işçilerin payına ne düştüğünden, işçilerin neden yoksulluk koşullarında yaşadığından söz etmiyorlar.
Diğer taraftan polis, eylemin merkezi haline gelen Renault işçileri başta olmak üzere tüm işçilerin bilincini bulandırmak istiyor. Renault işçileri, polisin kendilerine baskı yaptığını söyleyerek şu açıklamayı yaptılar: “İlçe emniyet müdür yardımcısının içerideki arkadaşlara yapmış olduğu konuşmada kendi rızaları ile çıkmaları için uyarılmıştır. Kendi rızaları ile çıkmamaları durumunda emniyet güçleri tarafından savcılık kararı alınarak zorla çıkarılacaklarını bildirmişlerdir. Gerekçe olarak terör örgütü mensuplarıyla bilinçli veya bilinçsiz irtibata geçen işçiler olduğu söylenmiştir. Polisin içeri girmesi durumunda içerideki temsilci arkadaşları tutuklayacaklarını bildirmişlerdir. Sonuç olarak işçi arkadaşlar yapmış olduğu oylama ile dışarı çıkmama kararı almışlardır.”
MESS, polis ve Türk Metal çetesi, “aranızda teröristler var” diyerek işçilerin arasına nifak sokmak, akıllara şüphe düşürmek, işçileri korkutmak ve eylemi kırmak istiyor. Onların terörist dedikleri, dayanışma için orada bulunan işçi örgütlerinin üyeleri ve işçi basınından başkaları değildir. MESS, polis ve Türk Metal çetesi “terör” korkusunu direnişi kırmak için kullanıyor ama metal işçileri bu yalanlara geçit vermiyor.
Tüm sınıf kardeşlerimiz: Bursa’da başlayan ve diğer kentlere yayılan mücadele yalnızca Türk Metal çetesinden kurtulma mücadelesi değildir. Bu mücadele, yıllarca işçilere sefalet ücretini ve kölece çalışma koşullarını dayatan, işçilerin sömürüsüyle muazzam kârlar elde eden MESS’e karşı da bir mücadeledir. Bu mücadele aynı zamanda işçi sınıfının sermayeye karşı mücadelesine dönüşmüştür. Metal işçileri kazanırsa bu tüm işçilere örnek teşkil edecek. Düşük ücretlerden, uzun iş saatlerinden, taşeron belâsından, iş kazalarından ve iş cinayetlerinden canı yanan işçiler daha cesur bir şekilde “artık yeter” diyebilecektir. Bu nedenle başta Birleşik Metal-İş ve Çelik-İş üyesi işçiler olmak üzere tüm metal işçileri ve diğer sektörlerden işçiler bu mücadeleyi desteklemelidirler.