Televizyonu, radyosu, gazeteleri ve internetiyle burjuva medya kitlelerin hayatını tam anlamıyla teslim almış durumda. Kendimizin sandığımız fikirler, aslında bizlerin fikirleri değil! Bu fikirler, burjuvazinin çıkarları doğrultusunda medyanın süzgecinden geçirilmiş ve bizlere verilmiş fikirlerdir. Burjuvazi medya aygıtlarıyla işçilere bireyselliği, bencilliği ve rekabeti aşılarken, işçi sınıfının dayanışmacı kültürünü yani kolektivizmi yok ediyor. Burjuvazi bir yandan bacasız sanayi denilen medyadan inanılmaz kârlar elde ederken, diğer yandan da işçi ve emekçileri uyutuyor. Burjuva medyada işçiler lehine haber bulmak, özel durumlar hariç, neredeyse imkânsızdır. Buna karşın işçilerin yaptıkları eylemleri, direnişleri ve grevleri karalayan, işçilere terörist yaftasını yapıştıran ya da işçilerin bilincini bulandıran bizzat medyadır. Bunların son örneklerini geçtiğimiz aylarda gerçekleşen Telekom grevinde, şu an devam eden Yörsan işçilerinin grevinde, özelleştirmeye karşı çıkan Tekel işçilerinin eylemlerinde görüyoruz.
Beri yandan burjuva medyası, aylardır işçi ve emekçileri psikolojik bombardımana tutmuş durumda. Türk burjuvazisinin Kürt halkına karşı yürüttüğü haksız savaş meşrulaştırılıyor ve koyu bir şovenizm pohpohlanarak toplum savaşa hazırlanıyor. Ordunun gerçekleştirdiği hava saldırılarının reklâmı yapılıyor, bizlerin vergileriyle alınan savaş aygıtları döne döne övülüyor. Böylece Türk ordusunun “büyüklüğünü” dünyaya ilan ediyorlar! Öte taraftan burjuva medya, yalan ve taraflı haberler yayınlayarak toplumu yönlendiriyor. 8 asker kaçırıldığında, kaçırılan askerler için “keşke dönmeselerdi” denilmiş, hatta terörist ilan edilmiş ve askerler tutuklanmışlardı.
Buna karşın işçi ve emekçilere gerçekleri göstermeye çalışan devrimci sosyalist basın ağır para cezalarına çarptırılıyor ve çeşitli yollarla susturulmaya çalışılıyor. Gazeteciler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.
İşte tüm bunları, Uluslararası İşçi Dayanışması Derneğimizin Aydınlı temsilciliğinde düzenlediğimiz etkinlikte ele aldık. “Burjuva Medya Halkı Nasıl Kandırıyor?” adlı etkinliğimiz sinevizyon eşliğinde yapılan sunumla, UİD-DER işçi korosunun seslendirdiği ezgilerle ve okunan şiirlerle gerçekleştirildi. Bu etkinlikte gördük ki, burjuva medyanın biz işçilere sunduklarına inanmamak gerekiyor. Bizlere sunulan haberlerin hiç de gerçeği yansıtmadığını somut verilerle gördük. Gerçekleri ancak olaylara sınıf bakış açısıyla bakan devrimci-sosyalist basından ve işçi sınıfının çıkarlarını savunan, işçilerin dayanışmasını ve örgütlülüğünü sağlamaya çalışan kurumlardan öğrenebiliriz. İşte bunun için de bu tür etkinlikleri düzenleyerek gerçekleri bizleri aydınlatan UİD-DER gibi işçi örgütlerine ve sosyalist basına sahip çıkmalıyız.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!