Birçok sendika, meslek odası ve dernekten oluşan “Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu”, 28 Şubatta Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Yasasını (SSGSS) protesto etmek üzere Haydarpaşa Numune Hastanesi önünde bir araya geldi.
IMG_1044.jpg [1]

Rıhtıma ulaşıldığında kalabalığın sayısı 5 bini buluyordu. Burada okunan basın metninde SSGSS yasasının emekçilerden neleri götüreceği, emekçilerin sahip oldukları hakların nasıl gasp edildiği anlatıldı.
İktidar ve onun medyası, bu yasa tasarısını emekçilerin yararına olan bir reform olarak gösteriyor. Oysa aşağıda sıralanan maddelere bakılırsa, bu yasa tasarısı yürürlüğe girdiğinde emekçilerin pek çok hakkı ortadan kaldırılacak:
- Emeklilik yaşı 65'e, prim gün sayısı 9.000'e çıkarılacak.
- Emekli maaşları %23 ila % 33 arasında düşürülecek…
- Ölüm aylığı bağlama şartı 900'den 1800 güne yükseltilecek…
- Çalışmak zorunda kalan emeklilerin maaşları kesilecek...
- Aylık geliri 139,6 YTL'den fazla olan bütün vatandaşlar Genel Sağlık Sigortası primi ödemek zorunda kalacak...
- Bütün sağlık hizmetleri paralı olacak...
- Hastalık, kaza, ameliyat durumlarında “katılım payı” ödenecek...
- “Katılım payı” gerektiğinde beş katına kadar arttırılacak...
- Sağlık hizmeti alabilmek için “ilave ücret” adı altında “bıçak parası” ödemek gerekecek… Diş protez giderlerinin karşılanmasına kısıtlama getirilecek…
- 18-45 yaş arası diş protezi yaptırma hakkı kaldırılacak…
- Emzirme ödeneği bir aya düşürülecek…
- Hastaneye yatanların iş göremezlik ödeneği %16 azalacak...
- Emekli Bağ-Kur’luların maaşından %10 sağlık primi kesilecek...
- Primini ödeyemeyen vatandaşlar sağlık hizmeti alamayacak, hastane kapılarından geri dönecek...
- Primini ödeyemeyen çiftçilerin üzümüne tütününe, pamuğuna buğdayına el konulacak.
İşçi-emekçi kitleler sahip oldukları hakları, geçmişte yürütülen mücadelelerle elde ettiler. Hiçbir hak patronlar tarafından bir lütuf olarak bahşedilmedi. Bu haklar elde edilirken işçi sınıfı sayısız bedel ödedi. Bugün bu haklar birer birer kırpılıyorsa, saldırılara karşı gereken cevap verilemediğindendir. Patronlar pek fazla sıkıntıyla karşılaşmadan rahatça bu saldırıları gündeme getiriyor, üstelik bunları işçilerin yararına reformlar şeklinde sunuyorlar. Bu şekilde kış uykusuna yatırdıkları işçi sınıfının hiçbir zaman uyanmaması için her türlü yalanı ortalığa saçıyorlar. Yarattıkları yapay gündemlerle emekçilerin zihinlerini kontrol altına almaya çalışıyorlar.
Onlar geçmişte işçi sınıfının egemenlerin uykularını nasıl da kaçırdıklarını unutmamışlardır. Fakat bunun emekçiler tarafından da hatırlanmasını hiç istemezler. İşçi sınıfı artık uyanmalı ve dev bir vücut halinde birleşerek balyozu burjuvazinin kafasına indirebilmelidir. Bunu geçmişte yaptı, bugün de yapabilir. Hem de bir daha hiç ayağa kalkmamacasına burjuvaların düzenini yere serebilirler. Kapitalistler biz işçilere bireyci ve rekabetçi bir yaşam içinde hiçliği reva görüyorlar. Hiçlikten ancak bir şekilde kurtulabiliriz, örgütlenerek! Haklarımızı korumak ve yeni haklar elde etmenin yolu örgütlenmekten ve mücadele etmekten geçmektedir. Başka yol yoktur!