
Kâr hırsı kimlerin kanına giriyor diye düşünürken, küçükken şahit olduğum çok acı bir olay aklıma geldi. Mahallemizin sokak arasında top oynarken topumuz çift şeritli yolun kenarına düştü. Topu alıp dönerken bir ses duydum. Arkamı döndüğümde yolun sol tarafında 5 yaşında bir kız çocuğu yerde yatıyordu. Diğer tarafında bir araba ters dönmüştü. Küçük kıza araba çarpmış, kız orda ölmüştü. Olayın derinlerine inince daha acı bir şey karşımıza çıktı. Küçük kız yolun karşısına geçip yurt yemekhanesinde çalışan annesinin yanına gitmek istiyormuş. Özel bir yurt mu yoksa devlet yurdu mu bilmiyorum, ama anladığım yurt müdürü, annenin çocuğunu yanında getirmesini istemiyormuş. Ayrıca işyerinde kreş olmadığı için kadın çocuğunu mahalledeki komşularına bırakmış, sonra da böyle bir olay gerçekleşmişti. Orada kadının ailesi ve herkes kadını suçlamıştı.
İnsan hayatı kâr hesaplarının gölgesinde kalıyor. Milyonlarca insan hayatının parayla alınıp satılabilir hale geldiği bu kapitalist düzeni sorgulamaya yanaşmıyor. Bu sömürü düzeni küçük çocukları madenlere sürmekten çekinmiyor. Onları uzun saatler boyunca daha az ücretlere çalıştırıp daha fazla kâr elde edebildiğini keşfetmesi sermayenin yıllarını almadı. Bütün bunların yanında kapitalizm denen sömürü düzeni 5 yaşında sokakta oyun oynayan bir çocuğun canını aldı.
Çalışma koşullarıyla, ücret ilişkileriyle, medyasıyla, kısacası her şeyiyle bireyin bu düzene entegre olmasını sağlamaya çalışan bu sisteme karşı mücadele tek başına verilemez. Bu nedenle örgütlenip daha güçlü olmalıyız. Bu noktada bana ve benim gibi sömürü düzenine karşı olan herkese ezilenlerin ve sömürülenlerin mücadeleci örgütü UİD-DER, bir umut ışığı oluyor. Elbette bir insan tek başına bir hiçtir ancak örgütlenip örgütlü mücadelenin bir parçası olduğunda bireyin kişiliği gerçek bir nitelik kazanıyor, bunu yaşayan biri olarak anlatıyorum. Çıkarcı bireyler yetiştirip onların kendilerini toplumcu, insanlığa hizmet eden bireyler sanmasını sağlamak da bu sistemin bilinçli olarak yaydığı yalanlardan biridir. Paranın hükümdarlığında her zaman öncelik kar olmuştur, diğer her kutsal onun altında ezilir. Bu nedenle gerçekten insanlık için çalışmak bu sömürü düzenine karşı mücadele etmektir.