Patronlar sınıfı kendi çıkarını bizlerin yani işçi sınıfının da çıkarı gibi göstermeyi çok iyi biliyor. Böyle yaparak bizlere karşı yürüttüğü saldırıları bizlerin iyeliği için yapıyormuş gibi gösteriyor. Bu saldırılardan biri de sağlık alanında yaşanıyor.
Bugün burjuva medya her gün Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasasını ballandıra ballandıra anlatıyor. Başbakan Erdoğan da SSGSS gündeme geldiğinde “artık hastanelerde kuyruklar kalmayacak” demişti. Burjuvazi ve onun temsilcisi olan devlet yıllarca işçilerin primleriyle kurulmuş SSK hastanelerini işlevsizleştirmek için elinden gelen her şeyi yaptı. Gerekli doktor, hemşire, sağlık çalışanı ve gerekli malzeme verilmedi. Bir doktor bir günde yüzlerce hastayı muayene etmek zorunda kaldı. Bir hemşire birkaç servis hastasına birden bakmak zorunda bırakıldı. Örgütsüz ve bilinçsiz olan biz işçi ve emekçiler de gerçeği bilmediğimiz için yıllarca doktorları, hemşireleri ve sağlık çalışanlarını suçladık.
SSK’nın bütün kurumları ve SSK hastaneleri önce Sağlık Bakanlığına devredildi. Hastanelerde kuyruklar dönemi artık bitecek dendi. Ama hastanelerde kuyruklar azalmak yerine iyice uzadı. Şimdi’de SSGSS gündemde. SSGSS hayata geçirilmeye başlandığında doktorlar öyle her ilacı yazamayacak. Ne kadar prim o kadar tedavi ve ilaç! Yani asgari ücretle çalışan bir işçi ağır bir hastalığa yakalanırsa ölüp gidecek. SSGSS yürürlüğe girerse bizler bir iş bulup sigortalı bir işte bile çalışsak da insanca sağlık hizmeti alamayacağız.
Peki, biz işçiler bu saldırılara boyun eğecek miyiz? Hayır! Boyun eğmeyeceğiz, eğmemeliyiz. Bu yaşadıklarımız kader değil. Bize bunları layık görenlerin karşısına bilinçli ve örgütlü bir şekilde çıkarak mücadele edersek, bu saldırıları geri püskürtebiliriz. Önümüz 1 Mayıs! Alanları doldurmak için hazırlanmalıyız. Tüm taleplerimizi haykırarak, biz buradayız demeliyiz.