Patronların sömürüsü, düşük ücretler, uzun iş saatleri, fazla mesailer, taşeronlaştırma, iş cinayetleri, işsizlik belası işçilerin sırtındaki kırbaç olmaya devam ediyor. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak işçilerin tüm sorunlarına karşı birleşmesini ve mücadele etmesini sağlamak için bulunduğumuz her yerde faaliyetler yürütmeye devam ediyoruz.
İşçilerin yakıcı taleplerinden olan “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine ve Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyamızı işçilere taşımaya devam ediyoruz. 23 Mayısta Sefaköy’de açtığımız standı pek çok sektörden işçi ve öğrenci ziyaret etti. Kampanya taleplerinin yazılı olduğu dövizleri gören işçiler gelip kampanya ve taleplerimiz hakkında bildiri aldılar. Standa uğrayan her işçi ya teşekkür ederek ya da “ben de sizinleyim” diyerek ayrıldı.
Megafonla işçilere seslenen UİD-DER’li işçinin sesine kulak verenler kendilerini ilgilendiren bu konulara karşı sessiz kalamıyor, bir şekilde ya patronlara ya da hükümete karşı öfkesini belirtiyordu. Mesela bir inşaat işçisinin eşi taşeron belasından, taşeronun getirdiği güvencesiz çalışmadan o kadar bıkmış ki, uzattığımız bildiriyi okurken taşeronu getirenlere lanetler yağdırıyordu. Çalıştığı yerde koşullara dayanamayıp işten çıkan bir işçi; “köyde elimizde ne varsa aldılar, biz de çalışalım diye İstanbul’a geldik. Ama burada da 16 saat çalışıyorum üç kuruşa. Böyle hayat mı geçer? Dayanamadım çıktım, şimdi işsizim. Birlik olmadığımız için böyle oluyor” diyerek aslında bugün birçok işçinin yaşadığı duruma bir örnek oluşturuyordu.
Kampanya bildirisi ve İşçi Dayanışması bülteni uzattığımız genç işçilerin kendileri de bu kampanyaya destek olmak istediklerini söylediler. UİD-DER’in yürüttüğü kampanya işçi ve emekçiler tarafından sahipleniliyor. Patronların daha da azgınca saldırdığı şu dönemde tüm işçileri sorunlarına sahip çıkmaya, birlik olmaya ve UİD-DER’in çalışmalarına omuz vermeye çağırıyoruz.