
Merhaba arkadaşlar, öncelikle Bursa’dan başlayıp yurdun dört bir yanına dalga dalga yayılan işçilerin haklı mücadelesini selamlıyorum.
Bizler işçi sınıfı ve onun evlatları olarak haklarımız için mücadele ederken, bizi bu koşullarda yaşamaya mahkûm edenler de boş durmuyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun TÜSİAD üyeleriyle yaptığı toplantı bunun kanıtıdır. Toplantıya katılanlar Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, Ciner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Ciner, Akfen Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın gibi patronlardır.
Patronlar sınıfının yayın organlarından okuduğum bu haberde, Davutoğlu’nun bu toplantıda her sektörden patronun dertlerini, sıkıntılarını dinleyip hemen bu sorunların çözülmesi için bakanlarına gerekli talimatları verdiği yazıyor. İkiyüzlülüğe bakar mısınız? Üretimi yapan işçilerin dertlerine kulak tıkayan, onların grevlerini yasaklayan, haklı davalarından vazgeçmeleri için her oyunu yapan devlet; üretimin hiçbir aşamasına dahil olmayan patronların dertlerini dinleyip çare bulmaya çalışıyor. Acaba hiçbir şey yapmadan bizim emeğimiz üzerinden zengin olan, alın terimizin üzerine saraylar kuran bu kişiler hangi zorluk ya da sıkıntıyla karşılaşıyor? Bütün zenginlikleri yaratan biziz; madenlerde, limanlarda, tersanelerde iş kazalarında ölen biziz. Saatlerce çalışıp 3 kuruş parayla ev geçindiren biziz, hal böyle olunca da dert de sıkıntı da bizden sorulmuş oluyor.
Kardeşler patronların ve onun devletininse derdi başkadır. Onları saran dert işçi sınıfının uyanışıdır. Toplantıdaki patronlardan biri şunu diyor “Sohbette en çok gündeme gelen konulardan biri, ekonomik sorunların çözümü açısından ülkede istikrarın öneminin vurgulanmasıydı. Çünkü istikrara en çok önem vermesi gereken kesim o masanın etrafında oturan insanlardı”. İstikrardan kastı kendi düzenlerinin sürekliliği tabi ki. Yıllardır işçinin kanını emen Türk Metal çetesi işçi sınıfının bir fiskesiyle yere serilmiştir. Aynısının kendilerine de olabileceğinin farkında olan patronlar sınıfı yeni önlemler peşindeler.
Türkiye işçi sınıfının zincirlerini kırmasını ve hakça bir düzen için örgütlü mücadeleyi yükseltmesini büyük bir heyecanla karşılıyoruz. Son olaylar bana “Bak işçi tulumu giymiş umut“ dizelerini hatırlattı. Bizim ve herkesin umudu olan işçi sınıfının mücadelesine haktan ve adaletten yana olan herkes omuz vermeli. UİD-DER’li arkadaşlarımın bu mücadelenin güçlenmesi için gece gündüz demeden çalıştığını görmekte bu umudu bir kat daha arttırıyor. Bu haklı mücadelenin bir parçası olmak isteyen herkesi de yanımızda mücadele saflarında görmek isteriz. Umudu olan bütün emekçi kardeşlerimizedir bu davet.