MESS patronlarına ve Türk Metal çetesine karşı metal işçilerinin başlattığı mücadele sürüyor. Üretimi durdurarak uzun süre fiili grev yapan Renault ve Tofaş işçileri, bir kez daha üretimi durdurdular. Dün gece üç işçinin işten atılması üzerine Renault işçileri üretimi durdurarak direnişe geçtiler. İşçilerin üretimi durdurmasından bir süre sonra işveren işten atılan işçileri, “yanlışlık olmuş” diyerek geri almak zorunda kaldı. Kazanan Renault işçileri oldu.
Tofaş’daki işçiler de iki arkadaşlarının işten çıkartılması üzerine, bu sabahtan itibaren üretimi durdurarak fabrika bahçesinde toplandılar. Diğer vardiyalarda çalışan işçiler de işyerinin önüne geldi ve işçiler “arkadaşlarımız yoksa üretim de yok” dediler, yürüyüşler yaptılar. Türk Metal’den istifa eden birçok fabrikadan Tofaş’a destek açıklaması gelirken, Tofaş yönetimi saat 16.00 sularında üretime ara verildiğini açıkladı. Bekleyiş sırasında, işçilerin bir kısmının üye olduğu Çelik-İş sendikası yöneticileri de işyeri önüne geldiler. Yapılan görüşmelerden sonra işten atılan işçilere Çelik-İş’te görev verileceği açıklanarak akşam saatlerinde direnişe son verildi. Bir tarafta işten atılan iki arkadaşlarına “tek yürek olduk, bugün onlara yarın bize” diyerek sahip çıkan işçiler, öte tarafta ise Çelik-İş’in uzlaşmacı tutumu var. İşçi sınıfının mücadelesinden çıkan en önemli deneyim şudur: Taban örgütlülüğünü güçlendir; sadece kendi gücüne, birliğine ve mücadelene güven!
tofass-2.jpg [1]
Bugün üretimin durduğu ORS’de ise işçilerin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Ankara Polatlı’da bulunan ORS fabrikasında çalışan 1600 işçi Türk Metal’den istifa etmiş ve dün sandık kurarak kendi temsilcilerini seçmek istemişlerdi. Ancak işçilerin birliğini hazmedemeyen patron, işçilerin seçeceği temsilcileri kabul etmeyeceğini açıkladı. Buna sert bir şekilde tepki gösteren işçiler, dün 15.00-23.00 vardiyasında üretimi durdurarak greve gittiler. Güne direnişle uyanan ORS işçileri, tüm gün halaylar çekerek morallerini yüksek tuttular ve kararlılıklarını “Ölmek Var, Dönmek Yok” sloganıyla dile getirdiler. 50 kişilik çıkış listesi hazırlandığını öğrenen işçilerin patrona cevabı şuydu: Çıkış listesine 1600 kişi yazın!
İşçilerin kararlı tutumu sonuç getirdi ve patron işçilerin taleplerini kabul etmek zorunda kaldığını açıkladı. Buna göre 1) Üretimin durmasından dolayı hiçbir işçinin işine son verilmeyecek. 2) Hiç kimse hakkında zarar ziyan davası açılmayacak. 3) Türk Metal gidecek, seçilen işçi temsilcileri resmi muhatap olarak alınacak. Temsilcilerin belirlenmesi sürecine işveren müdahil olmayacak. 4) Türk Metal’in temsilcilik odası fabrikada başka bir yere taşınacak. 5) Yapılacak zam, diğer fabrikalarda bir ay içerisinde belirlenen tutardan az olmamak üzere sonradan belirlenecek.
Yapılan anlaşma yöneticilerin katılımıyla işyeri önünde işçilere açıklandı. İşçiler, temsilcilerin arkasında olduklarını ifade ettiler. İşverenin “derhal iş başı yapılsın” teklifini de reddeden işçiler, yarın sabah işbaşı yapmak üzere fabrika önünden ayrıldılar.
Tofaş’ta öncü işçileri işten atarak işçilerin iradesini kırmaya çalışan Koç Holding, aynı taktiği kendisine ait olan Ford Otosan’da ve Türk Traktör’de de uyguluyor. Ankara’daki Türk Traktör’de işten atılan işçilerin sayısı 19’a çıktı. Ford Otosan Kocaeli fabrikasında ise yönetim verdiği sözleri tutmadı ve işçiler işbaşı yaptıktan sonra işten atmaya başladı. Direniş sürecinde işten atılan işçilerle birlikte işten atılan işçi sayısı 11’e çıktı. Daha önce de dikkat çektiğimiz gibi, Koç Holding işçilerden intikam almaya girişmiştir. Öncü işçiler başta olmak üzere mücadeleye katılmış işçilerin önemli bir kısmını işten atarak işçilerin iradesini kırmaya ve olası bir direnişin önüne geçmeye çalışıyor. Patronun amacı aynı zamanda işe yeni işçiler almak ve bunları Türk Metal’e üye yaparak bu çeteyi tekrardan işçilerin üzerinde bir sopa olarak kullanmaktır.
Metal işçileri çok önemli bir mücadele deneyimi yaşıyorlar. İşten atma, işçilerin moralini bozma ve mücadele iradesini kırma girişimlerine karşı daha fazla örgütlenmeye ve birlikte hareket etmeye ihtiyaç var. İşçiler bir taraftan işyerlerinde taban örgütlülüklerini güçlendirip işyerleri arasında bir mücadele birliği sağlarken, öte taraftan da saldırılara kararlı bir şekilde karşı çıkmalı ve işten atmalara izin vermemelidirler.