
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, kamu emekçilerinin 2016-2017 dönemi toplu sözleşme görüşmelerinin Eylül-Ekim ayına ertelenmesini talep ediyor. 28 Temmuzda bir basın açıklaması gerçekleştiren KESK yöneticileri, görüşmelerin 7 Haziran seçimlerinin ardından istifa eden ve yeni hükümet kuruluncaya kadar görevine geçici olarak devam eden AKP hükümeti ile yapılmaması gerektiğini dile getirdiler. Tüm kamu emekçilerini mücadeleyi büyütmeye çağıran KESK yönetimi, 3 Ağustosta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde olacaklarını duyurdular.
KESK Genel Başkanı Lami Özgen, yaptığı açıklamada içinden geçilen sürece ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “İnsanlarımızın kanlarının oluk oluk aktığı, Kürt sorununda bir kez daha imha ve inkâr siyasetinin devrede olduğu, üç günde binden fazla AKP muhalifinin gözaltına alındığı, tutuklandığı, yargısız infazların yaşandığı, güvenlik güçlerinin yaşamını yitirdiği, tüm demokratik eylem ve etkinliklerin fiilen yasaklandığı, muhalif basının hukuksuz şekilde engellendiği, IŞİD tehdidinin içimize kadar girdiği bir ortamda 2016-2017 yılları için toplu sözleşme görüşmelerine başlanacak. AKP Hükümeti 7 Haziran’da halklarımızın iradesi ile tek başına hükümet olma vasfını yitirmiştir, uyguladığı politikalar onay almamıştır. Durum böyle iken AKP’nin yaklaşık 3 milyon kamu emekçisinin, iki milyon emeklinin ve aileleriyle birlikte ortalama yirmi milyondan fazla insanın iki yıllık mali, sosyal, özlük ve demokratik haklarını belirlemek istemesi doğru değildir. Yasal olarak yetkisi olsa da meşru değildir.” Özgen, bu nedenle görüşmelerin Eylül-Ekim aylarına ertelenmesi gerektiğini dile getirdi.
Eylem takvimini açıklayan Özgen, “toplu sözleşme görüşmelerinin başlayacağı 3 Ağustos Pazartesi günü Çalışma Bakanlığı önünde yapılacak merkezi eylem için, KESK Genel Meclisi üyeleri, KESK’e bağlı sendikalarımızın şube ve temsilciliklerindeki yürütme, denetleme ve disiplin kurulu üyelerimiz başta olmak üzere tüm üyelerimiz Ankara’da olacaklardır” dedi.
Kamu emekçilerinin öne çıkan talepleri şöyle:
· Bugün itibariyle en düşük maaş alan kamu emekçisi (13. derecenin 1. kademesindeki hizmetli), maaş + ek ödeme olarak toplam 2323 TL almaktadır. Konfederasyonumuzun hesaplamalarına göre dört kişilik bir aile için Temmuz 2015 itibariyle kira, yakıt, çocuk ve aile yardımı hariç bu miktar 2900 TL’ye yükseltilmelidir.
· Bununla birlikte kamu emekçilerine kira yardımı olarak aylık 395 TL, aile/eş yardımı aylık 290 TL, çocuk yardımı 232 TL, asgari ücret tutarında yılda iki ikramiye ve ulaşım için aylık abonman bilet ücreti ödenmelidir.
· 4688 sayılı yasa ILO NORMLARINA ve AİHM kararlarına göre düzenlenerek, özgür toplu sözleşme ve grev hakkı tanınmalıdır.
· Özelleştirilmeler durdurulmalıdır. Sözleşmeli, taşeron esnek kuralsız çalışma yasaklanmalı, 4/b, 4/c kadroya alınmalı, herkese güvenceli iş ve gelecek sağlanmalıdır.
· Ayrımsız tüm çalışanları kapsayan yeni bir İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasası yapılmalı, Meslek hastalıkları tanımlanmalıdır.
· Kamu ve özel sektör dâhil tüm çalışanların ücretlerinin asgari ücret tutarındaki kısmı vergiden muaf tutulmalı, üzerindeki miktar için vergi kesintisinin en alt sınırına sabitlenmelidir.
· Tüm ek ödemeler emekliliğe ve emekli aylığına yansıtılmalıdır. Çalışanlara verilen promosyon tüm emeklilere de verilmelidir. TİS sonuçlarından etkilenen emeklilerin de toplu sözleşme masasında temsiliyeti sağlanmalıdır.
· Kamu emekçilerine siyaset yapma yasağı kaldırılmalıdır.
· Kadrolaşma, sürgün, rotasyon, soruşturma, mobbing, mülakat gibi ayrımcılık yaratan bütün uygulamalara son verilmelidir.
· İstihdam, terfi ve unvan değişikliklerinde cinsiyet eşitliği sağlanmalıdır.
· En az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde ücretsiz nitelikli anadilinde hizmet verecek kreş ve bakımevleri açılmalıdır.
· İdarenin kamu emekçileri üzerinde çeşitli yöntemlerle uyguladığı baskılar son bulmalı, ayrımcı politikalardan vazgeçilerek özgür örgütlenme ortamı sağlanmalıdır.
· Kamu hizmetleri herkese parasız, eşit, nitelikli, ulaşılabilir ve anadilinde olmalıdır. Kamu hizmetleri işletmecilik esaslarına göre değil, toplumsal fayda gözeterek sağlanmalıdır.
Kamu emekçilerinin iş güvencesi, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, vergi dilimi adaletsizliği gibi pek çok sorunu olduğu yerde duruyor. AKP, kamuda taşeron, esnek, performansa dayalı, güvencesiz ve kuralsız bir çalışma ile ucuz işgücünü hâkim kılmak istiyor. Kamu emekçilerinin hak ve özgürlüklerini kısıtlıyor, grev hakkını tanımıyor, Memur Sen üzerinden kamu emekçilerini kontrol altında tutmaya çalışıyor. İşçi sınıfının bir kesimi olan kamu emekçileri bu saldırıları ancak sınıf kardeşleriyle birlikte omuz omuza bir mücadele yürüterek aşabilirler, taleplerini ancak bu yolla elde edebilirler.