Ben metal sektöründe, Metkon adlı bir fabrikada çalışan bir işçiyim. Sizlerle bugünlerde Metkon işçisi olarak yaşadığımız sorunları paylaşmak istiyorum.
Bizim servisimiz yok, nerede oturursan otur ayda 50 ytl ulaşım bedeli ödeniyor. En kısa mesafede oturan bir işçinin yol masrafı ise 65 ytl. Yani 15 ytl bizim cebimizden çıkıyor. İşyerinde çalışanların üçte biri ise işyerindeki barakalarda kalıyor ve yol ücreti alamıyorlar.
Metal sektörü olmasına rağmen ne bir ara dinlenme saatimiz var, ne de çay saatimiz var. Sadece yemek paydoslarında çok kısa bir dinlenme aralığımız var, o da yemek kuyruğunda geçiyor. Maaşlarımızı ayın birinde hesaplanmasına rağmen gecikmeli olarak on beşinde, bazen daha da geç alabiliyoruz. Şu ana kadar ayın ortasında maaş verildiğini duymamıştım. Çünkü bu tarihte maaş değil avans veriliyor birçok işyerinde.
Sonuçta 15 günlük emeğimiz içeride hapsediliyor ve içeride kalan parayı da işten çıkan hiçbir işçi alamamış. Alacakları olan işçiler para yok denerek savuşturuluyorlar. İyice azıtan patron 15 Şubatta almamız gereken maşımızı ödemediği gibi Mart maaşını da halen ödemedi. Bu yaşananlara rağmen patron hiçbir açıklama yapma gereği bile duymadı.
Biz işçiler de 18 Martta topluca iş bırakma eylemi yaptık ve patrondan bir açıklama yapmasını istedik. Tabiî ki patron ortalıklarda yoktu, ama onun kuyrukçusu bizlere şunları söyledi. “Sizlere bu akşama kadar bir açıklama yapacağım.” Tabii o gün hiçbir açıklama yapılmadı. Bizlerse eylemimize devam ettik. Çarşamba günü patron geldi ve bizlere bir konuşma yaptı. Konuşmanın özeti şuydu: “Şu an işler az, o yüzden para yok. Haklısınız ama bu şekilde iş bırakmanız hiçbir şeyi değiştirmez. Zaten Türkiye’de çalışan işçiler verimli değil, o yüzden buraya sermaye gelmiyor gelemez de. Bunun için daha verimli çalışmak gerekir. Ücretlerinizin ne zaman verileceğini kestirmem zor.” Buna benzer bir konuşma bekliyorduk, ama bu kadar yüzsüzcesine değil. Aslında bir patrondan da ne beklenirdi ki.
Önceleri bu eyleme gönülsüz katılan işçiler patronun konuşmasından sonra eylemin önemini ve gerekliliğini daha iyi kavradıklarını söylediler. Cuma gününe kadar kimseler yanımıza uğramadı ve hiçbir açıklama da yapılmadı. Biz işçiler bir açıklama istedik. Muhasebe şefi dedi ki, “durumunuzu tekrar ilettim, pazartesi günü bir cevap verilecek”. Yani maaşlarımız bize pazartesi yine ödenmeyecek, sadece ne zaman verileceğine dair haber verilecekti. Bazı işçi arkadaşlarımız pazartesi paralar ödenmezse bizden günah gider diyorlardı. Bizlerin görebilecekleri yerlere patron tarafından asılan yazıda ise şunlar yazıyordu: “Elimizdeki siparişlerin azalması dolayısıyla, 25 Mart Salı gününe kadar, daha sonraki bir tarihte çalıştırılmak üzere, çalışma olmayacaktır.” Yani ne zaman para alacağımız halen belirsiz.
Bizlere sürekli aile olduğumuzu söyleyen patrona ceplerimizde yol paramız olmadığını söylediğimizde, başkalarından borç alın cevabını veriyordu.
Evet arkadaşlar, bizim Metkon işçileri olarak yaşadığımız bunlar. Bizim yaşadıklarımızı birçok işçi kardeşlerimiz de yaşıyor. Bu kan emici patronlar sınıfı ortadan kalkmadıkça biz işçiler bu tür sorunları hep yaşayacağız.
Yaşasın İşçilerin Örgütlü Mücadelesi!
Örgütlüysek Her Şeyiz Örgütsüzsek Hiçbir Şey!