
16 Ağustos Pazar günü Ankara’da Yüksel Caddesi’nde UİD-DER’li işçiler olarak stant açtık. Konularımız devam eden “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine ve Taşeronlaştırmaya Hayır” kampanyamız ve İşçi Dayanışması bültenimizdeki “Savaş da İstemiyoruz Düşmanlık da” yazısı oldu. Bültenlerimizi ve kampanyamız için hazırladığımız bildirilerimizi işçilere ve öğrencilere ulaştırdık, onlarla sohbet ettik. Birçok işçi sürmekte olan savaşların haksız olduğunu ve sonlandırılması gerektiğini ifade etti. Bu haksız savaşın egemenlerin çıkarları için çıkarıldığı konusunda hemfikir olduk.
Pek çok sektörden işçilerle sohbetler ettik. İşçi ve emekçilerin sıkıntılarını dinledik ve bizler de kendi işyerimizde yaşadığımız sıkıntıları ve verdiğimiz mücadeleleri anlattık. Bir inşaat işçisi abimiz taşeron bir firmada çalışırken yaşadıklarını anlattı. Yaklaşık iki sene çalıştığı taşeron şirket, ana firmadan parasını alarak işçilerin hesabına tazminatlarını yatırmış. Ama bir şekilde işçilerden banka kartlarını ve kartların şifresini de almış. Sonra da bankaya yatan tazminatları çekip sırra kadem basmış. İşçileri dolandırarak alın terlerine bir kez daha el koymuş.
Bize anlatılan olayın benzerlerini aslında her gün duyuyor, yaşıyoruz. Patronlar sınıfı biz işçileri zorunlu mesailere bırakarak, iş saatlerini uzatarak, ucuz işgücü için taşeron biçiminde çalıştırarak bizlerin hayatlarını çalıyorlar. Bizler UİD-DER’li işçiler olarak işçilerin birliği için çalışıyoruz, gerek haksız savaşlara gerek patronların sömürüsüne karşı bir arada örgütlü bir biçimde karşı koyuyoruz. Şöyle diyelim o halde “Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiç Bir Şey.”